Kötüniyetli Marka Tescili Sayılan Haller ve Örnek Yargıtay Kararları Serisi-1

 

1- Kötüniyetli Marka Tescili

Bilindiği üzere mülga 556 sayılı KHK’da kötüniyetle marka tescili açıkca hükümsüzlük sebepleri arasında sayılmasa da Yargıtay uygulamalarında ilgili KHK’nın 35/1, 42/1-a ve TMK’nın 2. Maddeleri birlikte değerlendirilmekte ve kötüniyet bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edilmekte idi. Sınai Mülkiyet Kanunu düzenlenirken bu husus göz önünde bulundurulmuş, Kanunun 6/9 fıkrasında “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” Hükmüne yer verilerek kötüniyetli marka tescil başvurusunun salt bu sebeple hükümsüzlüğüne karar verilebileceği açıkça düzenlenmiştir.

Yargıtayın güncel bir kararında[1] da ifade edildiği üzere tescil başvurusunun hangi hallerde kötüniyetli sayılacağına dair önceden bir liste hazırlamak mümkün değildir. Her somut olay kendi içerisinde değerlendirilecektir.

Yargıtay’ın yıllardır sürdürdüğü bu yaklaşımı nedeniyle, konunun somut olarak her bir olay üzerine nasıl incelendiğinin anlaşılması ve bu konuda ilgili taraflara kaynaklık etmesi amacıyla bir Yargıtay kararı serisi başlatmaya karar verdik. Kötüniyetli marka tescili başvuruları nasıl değerlendirilir sorusuna bu seri ile cevap aramaya çalışacağız.

2- Şirketten Ayrılan Ortağın Şirket Markasına Benzer Marka Tescil Ettirmesi

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.04.2021 tarihli, 2020/1360 E. ve 2021/4186 K.

Davanın Konusu ve Özeti: i. Davacı şirket adına “makel” ibareli markanın tescil edilmiş olduğu, ii. Davalı şirket hissedarları daha önce davacı şirket ortağı iken ortaklığın sonlandırıldığı, iii. Ortaklığın ayrılması esnasında yapılan protokol ile “makel” ibareli markanın bir sene davalı şirket tarafından kullanılacağı ve ardından kullanımın sonlandırılacağı, iv. Davalı şirket “makel” ibareli markanın kullanımını bırakmış olmakla birlikte “bodrum makel mühendislik pazarlama” markası için başvuruda bulunmuş, v. “makel” ibareli marka sahibinin itirazlarının reddi üzerine YİDK kararının iptali davası açılmıştır.

Yargıtay Kararı: “09.06.2011 tarihli protokolün 1/b maddesinde “Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti unvanının protokol gereği paylaşım sonucu Yaman Grubuna devredileceği, Yaman Grubunun mevcut faaliyetlerini 1 (bir) yıl süre ile bu unvan üzerinden yürüteceği, ancak Yaman Grubunun Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti.'ndeki MAK-EL unvanını 31.12.2010 tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde değiştirmek sureti ile kullanımından vazgeçeceği” kararlaştırılmıştır. Bu düzenleme ile davalı şirket “Mak-El” ibaresini en geç bir yıl içinde ticaret unvanından terkin yükümü altında girmişken 15.03.2012 tarihinde “Makel” ibaresini asli unsur olarak içeren dava konusu marka başvurusunda bulunması anılan protokole ve dürüstlük kuralına aykırılık taşır. Öte yandan davalı şirketin, dava konusu 2012/24605 sayılı “BODRUM MAKEL MÜHENDİSLİK PAZARLAMA+ ŞEKİL” ibareli marka başvurusundaki “MAKEL” ibaresinin font, renk ve logosal unsurlarını davacının 2006/3051 sayılı “MAKEL” ibareli markasının taklidi suretiyle gerçekleştirmesi de kötüniyetin emaresi olarak kabul edilmelidir.”

Sonuç Olarak

Kötüniyetli marka tescil başvurusuna itirazın reddi üzerine açılan YİDK kararının iptali veya kötüniyetli marka tescil başvurusuna itiraz süresinin kaçırılması halinde açılacak hükümsüzlük davasında kötüniyetin ispatı davacı üzerindedir. İncelenen karardan anlaşılacağı üzere; i. Ortaklık ilişkisinin sonlandırılmasına ilişkin düzenlenmiş bir protokole aykırı düşecek marka tescil başvuruları dürüstlük kuralına aykırı olup, ii. Ortaklık ilişkilerinin sonlandırılmasının ardından ayrılan ortağın benzer bir markayı tescil ettirmesi kötüniyet göstergesi sayılmıştır.

Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 15.09.2021

 

Serinin 2. Makalesini

Okumak İçin →

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.04.2021 tarihli, 2020/1360 E. ve 2021/4186 K.

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.