Marka Tescil Yenileme ve Geçerlilik Süresi: On Yıl + Altı Ay Mı?

 

1- Marka Tescil Süresi Ne Kadardır? Tescilli Markanın Yenilenme Süresi ve Sürenin Kaçırılması

Tescilli markanın koruma süresi on yıldır. Koruma süresi tescil belgesinin düzenlendiği tarihten değil, başvuru tarihinden başlar (SMK 23/1, MarKHK 40/1). Tescilli markanın yenilenmesi talebi koruma süresi dolmadan önceki altı ay içerisinde Kurum’a sunulmalı ve ücreti yatırılmalıdır (SMK 23/2, MarKHK 41/3). Koruma süresi dolmadan evvel yenileme talebi Kurum’a iletilmemiş olsa bile koruma tarihi dolduktan sonraki altı ay içinde de (ek ücret ödeyerek) yenileme talebinde bulunulabilir (SMK 23/3, MarKHK 41/3). Yenileme başvurusu olağan süresinde de yapılsa gecikmiş de yapılsa, marka, koruma tarihinin son bulduğu tarihten itibaren yenilenmiş sayılır (SMK 23/5, MarKHK 41/4).

2- Yenileme Süresinin Kaçırılmasının Markanın Koruması Üzerindeki Etkisi ve Hükümsüz Sayılacağı Tarihin Tespit Edilmesi

MarKHK dönemindeki düzenlemeye göre, ilk altı aylık “olağan” yenileme süresi içerisinde markanın yenilenmemesi halinde marka hemen hükümsüz sayılmayacak, on yıllık koruma süresi dolsa da ikinci altı aylık “gecikmiş” yenileme süresinin de dolması beklenecektir (MarKHK 41/5). Diğer bir deyişle marka hala tescilliymiş gibi dikkate alınacaktır. SMK döneminde böyle bir düzenlemeye açıkça yer verilmemiş olması dikkatle incelenmelidir. Tam tersi bir şekilde, Sınai Mülkiyet Kanunu Taslağının 23/6 fıkrasında MarKHK ile paralellik içermeyen bir düzenleme yer almaktaydı. Düzenlemede aynen: “Yenilenmeyen markalara ilişkin marka hakkı, koruma süresinin bittiği gün sona erer.” ifadesine yer verilmişti. Fakat bu fıkra kanun metninden çıkarılmış, meclise sunulan tasarıda yer almamıştır.

MarKHK döneminde açılmış davalarda verilen Yargıtay kararlarında, süresinde yenilenmeyen markanın hükümsüz sayılacağı tarihin, koruma süresi + altı ay şeklinde olduğu ifade edilmektedir[1]. Buna bağlı olarak tescilli marka olağan süresinde yenilenmeseydi bile koruma süresi on yıl + altı ay şeklinde uygulanmaktaydı[2]. Diğer bir deyişle, olağan dönemde yenilenmeyen ve on yıllık koruma süresi dolan markanın aynı veya benzeri için üçüncü kişi tarafından yapılmış marka tescil başvurusu, henüz altı aylık ek süre dolmadığı ve haliyle marka hükümden düşmediği için mutlak ret nedeni ile reddedilmekteydi[3] ve Kurum tarafından korumanın devam ettiği kabul edilmekteydi[4]. Fakat mutlak ret nedeni ile verilen ret kararına itiraz edildiği ve dosyanın YİDK aşamasına geldiği tarihte şayet hala daha yenileme yapılmamış ve altı aylık süre de geçmişse artık markanın tesciline karar verilmesi gerekiyordu[5].

3- SMK Düzenlemesinde Yenilenmeyen Markanın Hükümsüz Kalacağı Tarih

SMK döneminde 41/5 benzeri bir düzenlemeye yer verilmemesi, tam aksine yönde düzenleme içeren 23/6 fıkrasının tasarıdan çıkarılması bilinçli bir tercihin eseri midir? Yoksa bir tür kanun boşluğundan mı söz ediyoruz? Kimi yazarlar bunun bilinçli bir tercih olmadığı görüşündedir[6]. Biz konu hakkında aleyhe de olsa düzenleme içeren fıkranın tasarı metninden çıkarılmasının bir hataya veya boşluğa delalet etmeyeceği, tam aksine bilinçli bir tercih ile 23/6 fıkrasının tasarıdan çıkarılmasının dikkatli yorumlanması gerektiği görüşündeyiz. Zira tasarı metnine bu yönde bir düzenlemenin hiç eklenmemesi hali ile çıkarılması arasında elbette fark olacaktır. SMK’da tanınan ek altı aylık sürenin koruma süresini on yıl altı aya çıkarmadığı görüşüne biz de iştirak ediyoruz[7]. Diğer bir deyişle, altı aylık ek sürede tescilli bir markadan söz edilemez ve tescilli marka koruması verilemez. Fakat koruma süresi olarak yorumlanamayacak ek altı aylık sürenin ne anlama geldiği ve nasıl bir hak bahşettiği sorusuna verilecek cevabın etkileyeceği birden çok alan bulunmaktadır.

3.1. On yıllık koruma süresinin bittiği günün ertesi günü başvuru yapan üçüncü kişinin başvurusu mutlak ret nedeni ile (5/1-ç) reddedilebilir mi?

Altı aylık ek sürenin dolması beklenmeden ve henüz gecikmiş yenileme başvurusu da yapılmamışken, üçüncü kişi tarafından yapılan marka başvurusunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmemesi doğru bir sonuç olacak mıdır? SMK 5/1-ç uyarınca ret kararı verilebilmesi için tescilli veya başvurusu yapılmış bir marka bulunmalıdır. Fakat bu durumda elimizde koruma süresi devam eden tescilli bir markadan söz etmek mümkün görülmemektedir. Çünkü SMK 23/1 ve 28/1 düzenlemelerinde markanın koruma süresinin dolduğu tarih açıkça belirtilmiştir[8].

Tasarı metninden 23/6 fıkrasının çıkarılması ile birlikte, kanun koyucunun asıl amacının tam olarak bu olmadığı değerlendirilmektedir. SMK tasarısındaki 23/6 fıkrası yürürlüğe girmiş olsa idi on yıllık koruma süresi dolduktan sonra, örneğin, ertesi gün yapılan başvuruların yenilenmeyen markaya göre öncelik hakkına sahip olacağı, çünkü 23/6 fıkrasına göre markanın koruma süresinin kesin olarak son bulmuş olacağı, bu nedenle gecikmiş altı aylık dönem içindeki yenileme hakkının bir anlamının kalmayacağı değerlendirilmektedir. Tasarıdaki 23/6 fıkrası kanunlaştırılmadığına göre, kanun yapıcının amacı bu değildir. Gecikmiş altı aylık sürenin bir anlamı olmalıdır.

Bu durumda koruma süresi dolduktan sonraki ertesi gün yapılan marka başvurusunun Bülten’de yayımlanması ve mutlak ret kapsamında reddedilmemesi doğru olacaktır. Yenilenmemiş markanın, koruması devam ediyormuşçasına, mutlak redde dayanak tutulması hatalı bir yaklaşım olacaktır. Çünkü 28/1-a bendine göre marka artık koruma altında değildir. Fakat yayıma itiraz aşamasına geçildiğinde, henüz altı aylık ek süre de dolmamış olacağından, önce yenileme başvurusu yapılıp ardından da yayıma itiraz edilmesi mümkün olmalı ve yenilenen markaya öncelik hakkı tanınarak itirazın kabulüne karar verilmelidir. Çünkü burada üçüncü kişinin korunmaya değer bir menfaati kalmadığı gibi, asıl hak sahibinin de rüçhan hakkı benzeri öncelik hakkı bulunmaktadır.

Gerçekten de gecikmiş yenileme başvurusu yapma hakkına sahip olan marka sahibinin bu hakkı bir tür rüçhanlı marka başvurusuna benzetilebilir. Rüçhan hakkına dayalı başvurularda da rüçhan hakkı sahibinin tescilini istediği markanın aynı veya benzeri; rüçhan hakkının doğduğu tarihten sonra üçüncü kişiler tarafından başvuruya konu edilmişse, rüçhan hakkı sahibi de daha sonraki bir tarihte (altı ay içinde kalmak kaydıyla) başvuru yapmışsa, üçüncü kişinin başvurusu reddedilecek, rüçhan hakkı sahibinin sonraki tarihli başvurusuna koruma verilecektir. Paralel bir uygulamanın buraya da yansıtılması pratik olarak mümkündür. Ayrıca bu yönde bir uygulamanın kanuni dayanağı da bulunmaktadır. SMK 23/5 düzenlemesinde “Yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren hüküm ifade eder” şeklinde ifade edildiği üzere, olağan dönem yenilemesi ile gecikmiş dönem yenilemesi arasında hakkın doğumu tarihi hakkında herhangi bir ayrım yapılmamaktadır. Burada bir ayrım yapılmadığına göre gecikmiş dönem yenilemelerinde de markanın koruma tarihi olarak belirlenecek tarih geç yenileme başvurusunun tarihi değil önceki dönem korumasının bittiği günü izleyen gündür. O halde burada bir tür rüçhan hakkı vardır.

3.2. Yenilenmemiş markanın aynı veya benzerinin gerekçe gösterilerek mutlak ret nedeniyle reddedilmiş başvuruda karara itiraz aşamasında hala yenileme yapılmamışsa?

Altı aylık ek sürenin dolması beklenmeden ve henüz gecikmiş yenileme başvurusu da yapılmamışken, üçüncü kişi tarafından yapılan marka başvurusunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmesi halinde başvurucunun karara itiraz edeceği açıktır. Karara itiraz aşamasında gecikmiş yenilemenin yapılıp yapılmayacağı YİDK tarafından bekletici mesele yapılabilir (YİDK Yön. 6/3)[9]. Böylelikle altı aylık sürenin dolması ile birlikte yenileme hala yapılmamışsa üçüncü kişi başvurusunun yayımına karar verilmelidir. Şayet yenileme yapılmışsa, başvurunun reddine dair karara itirazın da reddedilmesi uygun bir çözüm olacaktır. Yukarıdaki görüşümüzden farklı olarak, burada artık yayım kararından evvel korunmaya değer bir marka başvurusu ortaya çıkmış durumdadır. Çünkü başvuru tarihinde mutlak ret dayanağı bir marka mevcut ise de sonrasında dayanak marka hükümsüz kılınmışçasına (ileriye etkili olduğu göz ardı edilmemelidir) ret dayanağı marka hakkı sona ermiş durumdadır.

3.3. Yenilenmemiş markanın dayanak tutularak benzerinin yayımına itiraz hakkı

Yenilenmemiş bir markanın aynı veya benzeri için yapılmış marka başvurusunun yayımına hem SMK 6/3 kapsamında önceye dayalı kullanım hakkı, hem SMK 6/9 kapsamında kötüniyet hem de 6/8 kapsamındaki iki yıllık koruma süresinden kaynaklanan hakla yayıma itiraz gerekçesi olarak rahatlıkla her zaman ileri sürülebilecektir. Yeri gelmişken SMK 6/8 kapsamındaki itiraz gerekçesinin ileri sürüldüğü hallerde her zaman kötüniyet itirazının da ileri sürülmesinin mümkün olduğunu hatırlatmak gerekir.

Burada asıl problemli nokta, yayımına itiraz edilen markanın gerekçe tutularak yenileme süresini kaçıran asıl marka sahibinin başvurusunun 5/1-ç kapsamında mutlak ret nedeniyle reddedilecek olmasıdır. Bu durumda yapılması gereken iş, yayıma itiraz dosyasının mutlak ret kararına itiraz safhasında YİDK tarafından bekletici mesele yapılmasıdır.

Sonuç Olarak

Marka, altı aylık olağan yenileme süresinde yenilenmişse yeni dönemin koruma süresi eski dönemin bittiği günü izleyen günden başlar. Marka olağan sürede yenilenmemiş ise koruma süresi bittikten sonraki altı içinde de yenilenebilir. MarKHK döneminde altı aylık gecikmiş dönemde markanın hala koruma altında olduğu, hükümsüz kılınmadığı kabul edilmekteydi. İkinci altı aylık dönem dolmadan markanın hükümsüzlüğünden söz edilemeyeceği için bu sürenin dolmasını beklemeden yapılan aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer marka başvuruları mutlak ret sebebi ile reddedilmekteydi. SMK döneminde aynı yorumu yapmak mümkün değildir. Çünkü SMK’da markanın hükümsüzlük tarihinin açıkça ifade edildiği bir düzenleme yoktur. Genel kural gereği on yıllık süre sonunda marka hükümsüz / korumasız hale gelecektir. Korumasızlık halinin kural olduğu, geç başvurunun istisna olduğu bir düzende, üçüncü kişi başvurularının mutlak ret incelemesinden geçerek yayımlanması mümkün olmalıdır. Pratik olarak yenileme süresini kaçıran bir teşebbüsün, yayıma itirazlar için Bülten’i takip etmesini beklemek iyimser bir yaklaşım gibi görünmektedir.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 23.02.2022

 

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.03.2020 tarihli, 2019/3821 E. - 2020/2385 K. sayılı kararı: “yenileme talebinin ve yenileme ücretinin ödenmesinin, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden önceki altı ay içinde gerçekleştirileceği, bu sürenin kaçırılması durumunda, yenileme talebi, ek bir ücretin ödenmesi koşuluyla, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden itibaren altı aylık süre uzatımı içinde de yapılabileceği, yine aynı KHK'nın 41/5 maddesi uyarınca koruma süresinin bitiminden itibaren altı aylık süre içerisinde yenilenmeyen markaların hükümsüz sayılacağı, buna göre 10 yıllık sürenin 01/05/2017 tarihinde sona erdiği, 556 sayılı KHK'nın 41/5 maddesi uyarınca markanın 01/11/2017 tarihinde hükümsüz sayılacağı…”

[2] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.03.2019 tarihli, 2017/5414 E. - 2019/2056 K. sayılı kararı: “556 sayılı KHK'nın 41. maddesi uyarınca marka koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden önceki altı ay içinde ve koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden itibaren altı aylık süre uzatımı içinde de yapılabileceği için davacının markasının hükümsüz sayıldığı/müddet olduğu tarihin 30.04.1999 tarihi olduğu…”

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.12.2014 tarihli, 2014/12726 E. - 2014/19621 K. sayılı kararında bahsi geçen YİDK kararı.

[4] “…dava konusu 2007/15507 tescil numaralı markanın 01/05/2007 tarihinde tescil edildiği, TPMK tarafından mahkemeye gönderilen 30/06/2017 tarihli cevabi yazıda, dava konusu 2007/15507 sayılı markanın halen geçerliliğini koruduğunun belirtildiği…”

[5] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.12.2014 tarihli, 2014/12726 E. - 2014/19621 K. sayılı kararı: “TPE tarafından 556 sayılı KHK 7/1-(b) bendi uyarınca davacı başvurusunun reddine dayanak alınan dava dışı 3. kişi adına tescilli 2002/11509 sayılı markanın, YİDK kararının verildiği 24.07.2012 tarihte, koruma süresinin sona erdiği ve aynı KHK 41/son fıkrası uyarınca da 6 aylık ek süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından, dava konusu TPE YİDK kararının verildiği tarihten önceki bir tarih olan 14.05.2012 tarihi itibariyle markanın hükümsüz hale gelmesiyle mahkemece 556 sayılı 7/1-(b) kapsamında dikkat alınmamasında bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle, davalı vekilin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”

[6] İLKHAN, Seyrani (2018) Marka Hakkının Ceza Normları ile Korunması, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, s. 26.

[7] DOĞAN, Melek (2019). Marka Hukukunda Mutlak Red Nedenleri, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, s. 38.

[8] SMK 28/1-a bendinde: “Aşağıdaki hâllerde marka hakkı sona erer: a) Koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi.”

[9] Kurul, karara etki edecek bir konunun bekletici sorun yapılması hakkında ara karar verebilir.

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.