Marka Benzerlik İncelemesi / Marka Benzerlik Araştırması Yargıtay Kararları Serisi – 1

 

Sabancı’nın SA İbaresini Tescilli Olmadığı Sınıfta Markaya Eklemek Mümkün Mü?

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.11.2020 tarihli 2020/929 E.  ,  2020/5182 K. Sayılı kararı

ÖZETİ: Marka başvurusuna itiraz eden ve 14-42-45. Sınıflarda tescilli olmayan Sabancı Holding’e ait “SA” tanınmış markası ile 45. sınıfta tescili istenen “iş-sa + şekil” markası arasında sınıfsal benzerlik bulunduğu, markaların kapsadığı hizmetler bakımından da ayniyet ve bağlantı olduğu, söz konusu markalar arasında işaretler arasında da benzerlik bulunduğu ve bu benzerliğin markaların karıştırılmasına sebep olacak düzeyde olduğu sonucuna varılmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin İŞ-SA UNVANI ile faaliyete başladığını, Rize merkezli köklü bir şirket olduğunu ve Sabancı Holding’in isim gücünden faydalanmaya ihtiyacı olmadığını, müvekkilinin “iş-sa” unvanı için büyük yatırımlar yaptığını, müvekkilinin tescil başvurusunda bulunduğu “İŞ-SA OSGB” ibareli şirket unvanını yıllardır kullanılmakta olduğunu, bu markanın halk tarafından tanınmış olduğunu, karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, müvekkili ile itiraz eden şirketin aynı ya da benzer alanda faaliyet göstermediklerini, YİDK kararını kabul etmediklerini, müvekkilinin logosunun da davalı şirketle müvekkili şirketi açıkça birbirinden ayırt ettiğini, müvekkili şirketin logosunda “sa” ibaresinin vurgulanmadığını, logodaki iş ve sa kelimesinin aynı büyüklükte ve aynı yazı tipiyle yazıldığını ileri sürerek, TPMK YİDK'nın 16.05.2016 tarihli ve 2016/M-5101 sayılı "YİDK kararının iptaline" karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPMK vekili, davacının “İŞSAMODİS İş-sa ortak sağlik güvenlik birimi” markası ile diğer davalının “sa şekil, sa, sa, sa” ibareli markalarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde "karıştırılabilecek derecede benzer olduğunu", ayrıca diğer davalının 2006/25824 sayılı markasının kapsamında yer alan hizmetler ile davacının marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetlerin de aynı tür olduğunu, her iki tarafa ait markalarda “SA” ibaresi farklı bir yazım stili ile ön planda tutulduğunu, bu nedenle tüketicilerin anılan markaları kullanan şirketin aynı olduğu yanılgısına düşebileceğini, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu, davacı markasının da “SA” ibaresine dikkat çeken biçimde “iş” ve “sa” ibarelerini ayırdığını, dolayısıyla bu başvurunun tescil edilmesi halinde itiraza mesnet “SA” ibareli markaların tanınmışlığından haksız yarar sağlama tehlikesinin ortaya çıkacağını, bu nedenlerle YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Diğer davalı şirket vekili, Sabancı topluluğuna bağlı iştiraklerin bir kısmının Kordsa, Çimsa, Akçansa, Bimsa, Brisa, Carrefoursa, Enerjisa, Exsa, Philsa, Sasa, Teknosa, olduğunu, müvekkilinin 1967 yılından bu yana SABANCI isminin ilk hecesi olan “sa” ekli şirket unvanları ve markalarıyla tanındığını, somut olayda markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, YİDK’nın karıştırılma ihtimaline dair değerlendirmesinin hukuka uygun olduğunu, 10 Ekim 2004 tarihinden itibaren "SA" markasının özel/00962 sayılı ile tanınmış marka olarak korunmakta olduğunu, müvekkilinin markalarının çoğunda ortak olan hususun “sa” son ekinin gıda, haber, port gibi kendi başına yüksek bir ayırt edicilik arz etmeyen tanımlayıcı ibarelerin genellikle sonuna eklendiğini ve bu sayede "SA" markasının tanınmışlığı ve ayırtediciliği ile özgün birer marka haline geldiklerini, müvekkilinin 2006/25824 sayılı markasının 14, 19 ve 35. sınıflarda yer alan bazı mal ve hizmetler dışında tüm mal ve hizmetler bakımından koruma altında olduğunu, davacının “SA” ibaresini kullanarak müvekkilinin tanınmışlığından ve itibarından yararlanma amacıyla dava konusu markayı seçtiğini, davacının “iş-sa” ibaresinin tanınmışlığına dair beyanlarının bu davada bir etkisinin bulunmadığını, davacı şirketin dava konusu marka ile Sabancı Holding’in tanınmış markalarının ününden haksız yarar sağlayacağının açık olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunmalar, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 2015/24980 sayılı “İşsamodis İş-Sa Ortak Sağlık Güvenlik Birimi” ibareli markanın 45. sınıfta yer alan hukuk hizmetleri, güvenlik hizmetleri, refakat etme hizmetleri, iş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri, yönünden tescil başvurusunda bulunulduğu, davalı şirkete ait 2016/00397 sayılı "SA" şekil markasının 04, 06, 07, 09, 11, 12, 16, 17, 18, 19, 22, 23, 24, 25, 34, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44. sınıflar yönünden tescilli olduğunu, davalıya ait 2006/25284 kod nolu "sa" ibareli markanın 01 / 02 / 03 / 04 / 05 / 06 / 07 / 08 / 09 / 10 / 11 / 12 / 13 / 15 / 16 / 17 / 18 / 19 / 20 / 21 / 22 / 23 / 24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 29 / 30 / 31 / 32 / 33 / 34 / 35 / 36 / 37 / 38 / 39 / 40 / 41 / 43 / 44 / sınıflar ile 42. sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin yer aldığı, davacı başvurusunun davalı şirketin "SA" ibareli itiraza mesnet markaları ile benzer olduğu, ilgili tüketici kitlesinin bilinçli tüketicilerden oluşmasına karşın, "SA" ibareli davalı şirket markalarının tanınmışlığı karşısında, taraf markaları arasında bağlantı olduğu yönünde bir algının oluşmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu, bu nedenle de taraf markaları arasında bağlantı kurma ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, taraf markaları arasında hizmet açısından aynılık/benzerlik veya aynı tür olma durumunun da söz konusu olduğu, işaretler arasında da benzerlik, bağlantılı olma durumunun bulunduğu, benzerlik ilişkisinin markaların karıştırılmasına neden olacak düzeyde olduğu, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesinde aranan çifte benzerlik ve markaların karıştırılması ihtimali koşulunun gerçekleşmiş olduğu, dava konusu TPMK YİDK'nın 16.05.2016 tarihli ve 2016/M-5101 sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karara, karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının 2015/24980 sayılı başvurusu ile "İş-sa+Şekil" ibaresini 45. sınıftaki 1, 2, 7 ve 8 numaralı alt sınıflar için tescil ettirmek istediği, başvuruda asli unsurun "İş-sa" ibaresi olduğu ve davalı şirketin itiraza mesnet markalarının bir kısmında olduğu gibi mavi renk unsurunun kullanıldığı, davalı şirketin "SA" ibaresini kendi başına ayırt edicilik özelliği bulunmayan birçok kelimenin sonuna ekleyerek ve ayırt edicilik vasfı kazandırarak özgün markalar haline getirdiği, "SA" ibaresiyle oluşturan markaların 14,19 ve 35. sınıflarda yer alan bazı mal ve hizmetler dışındaki tüm mal ve hizmetler bakımından davalı şirket tarafından tescil ettirildiği, Sabancı Grubu şirketlerinin her kesimden tüketici nazarında "SA" ibaresi ile özdeşleşmiş olarak değerlendirildiği, "SA" ibaresiyle oluşturulan birçok markanın ülkesimizde ilk akla gelen markalar arasında olduğu ve 10.10.2004 tarihinde özel 00962 numara ile tanınmış marka olarak korunduğu, davalı şirketin koruma altına alınan markalarında "SA" ibaresi renk, mavi çerçeve, beyaz harfler, siyah harfler gibi görseller de kullanılmak ve bazı kelimelere eklenilmek suretiyle tescile konu edildikleri, davacı başvurusunda "SA" ibaresinin özel bir ek olarak kullanıldığı, bilinçli tüketicilerin dahi "İş-sa+Şekil" markasını Sabancı Grubu şirketlerinden birisine ait olarak değerlendirebileceği, davacının söz konusu markası ile davalı adına tescilli "SA" ibareli markalar arasında sınıfsal benzerlik bulunduğu, markaların kapsadığı hizmetler bakımından da ayniyet ve bağlantı olduğu, söz konusu "markalar arasında işaretler arasında da benzerlik bulunduğu" ve bu benzerliğin markaların karıştırılmasına sebep olacak düzeyde olduğu, 556 sayılı KHK'nın 8/1b maddesinde düzenlenen çifte benzerlik ve markaların karıştırılması ihtimali şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 20.09.2021

 

Marka Benzerliği İncelemesi Kriterleri ve Örnek Davalarda Yargıtay Kararları – 6 başlıklı makale için tıklayınız.

Marka Benzerliği İncelemesi Kriterleri ve Örnek Davalarda Yargıtay Kararları – 5 başlıklı makale için tıklayınız.

Marka Benzerliği İncelemesi Kriterleri ve Örnek Davalarda Yargıtay Kararları – 4 başlıklı makale için tıklayınız.

Marka Benzerliği İncelemesi Kriterleri ve Örnek Davalarda Yargıtay Kararları – 3 başlıklı makale için tıklayınız.

Marka Benzerliği İncelemesi Kriterleri ve Örnek Davalarda Yargıtay Kararları – 2 başlıklı makale için tıklayınız.

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.