Süresinde Yenilenmeyen ve Kullanılmayan Markanın Hükümsüzlük Davasına Etkisi

 

1- Marka Yayımına İtirazda Dayanak Marka ve Kullanım İspatı

Üçüncü bir kişi tarafından yapılan marka tescil başvurusunun Bülten’de yayımlanmasının ardından iki aylık süre içerisinde markanın tescil edilmemesi gerektiği iddiası ile yayıma itiraz edilmesi mümkündür (SMK m. 18/1). Yayıma itiraz edilirken sunulacak hukuki gerekçeler mutlak ret gerekçeleri ve nispi ret gerekçeleri olarak adlandırılır. Uygulamada en sık başvurulan itiraz sebebi SMK 6/1 kapsamındaki benzer marka sahipliğine dayalı itirazlar ile önceye dayalı kullanım hakkı kapsamındaki itirazlardır. Düzenlemeye göre, itirazın kabul edilebilmesi için başvuru konusu marka ile yayıma itiraz edenin dayanak gösterdiği marka arasında karıştırılma ihtimali yaratacak düzeyde işaret ve sınıf benzerliği mevcut olmalıdır (SMK m. 6/1). Önceye dayalı hak iddiasında ayrıca işarete marufiyet kazandırılmasının gerekli olup olmadığı hakkındaki yazımız için tıklayınız.

İşaret ve sınıf benzerliği ile karıştırılma ihtimali tehlikesinin mevcudiyetini inceleyecek olan TPMK, marka başvurusunda bulunan taraftan karşı görüşte bulunmasını ister (SMK m. 19/1). Karşı görüş dilekçesi verilirken, yayıma itiraz eden tarafın itiraza dayanak tuttuğu markasını, son beş yıl içinde, kesintisiz ve ciddi biçimde kullandığını ispat etmesi talep edilebilir (SMK m. 19/2). Buna kullanım ispatı talebi adı verilir. Kullanım ispatı talebinde ciddi kullanım kriterleri hakkında bilgi için tıklayınız. Yayıma itiraz eden tarafından ciddi kullanım ispat edilemezse, itirazları reddedilir ve markanın tesciline karar verilir.

Karşı görüş dilekçesinde kullanım ispatı talep edilmemişse, yayıma itiraz eden tarafından itiraza dayanak tutulan markanın kullanılıp kullanılmadığının bir önemi kalmamakta, kullanılmayan markaya dayanılarak yapılan yayıma itirazın, karıştırılma ihtimali mevcutsa, kabulüne karar verilmektedir.

Kullanılmayan bir markaya (rezerv marka olabilir) dayanılarak yayıma itiraz edilmemiş ve benzer markanın tesciline karar verilmişse, yayıma itiraz süresini kaçıran marka sahibinin, markanın hükümsüzlüğü davası açması mümkündür (SMK m. 25/1). Beş yıllık süre şartının aranmayacağı bir durum yoksa, dava beş yıl içinde açılmalıdır (SMK m. 25/6). Bu davada, davacı tarafın dayanak tuttuğu markasının kullanılıp kullanılmadığı mahkemece hukuki yarar kapsamında re’sen incelenemez. Davalı taraf kullanılmayan markanın hükümsüzlük talebine dayanak tutulamayacağını dair savunmasını yargılamanın her aşamasında savunma aracı olarak (itiraz) olarak değil, def’i olarak cevap dilekçesinde ileri sürmelidir. Aksi takdirde kullanılmama savunmasına itibar edilemez.

2- Kullanılmayan Tescil Markanın Dayanak Tutulduğu Markanın Hükümsüzlüğü Davasında Kullanmama Def’i ve Hukuki Yarar

Dava tarihinden geriye doğru beş yıllık sürede ciddi biçimde kullanılmayan ve fakat dava tarihinde sicilde tescilli olan marka dayanak tutularak açılan hükümsüzlük davasında davalı tarafın “kullanmama” iddiasını bir def’i olarak (itiraz olarak değil) kullanabilmesi mümkündür. Mutlaka markanın kullanılmama nedeniyle iptali davası açması gerekmez. Detaylar için tıklayınız.

Kullanılmayan ve hükümden de düşmüş tescilsiz bir markaya ya da öncelik hakkına sahip olunan ve fakat uzun süredir de kullanılmayan bir markaya dayanılarak açılmış hükümsüzlük davasında, marka başvurucusu taraf kötüniyetli olsa dahi kullanılmama def’i ileri sürülmüşse ve markanın kullanılmadığı tespit edilmişse hükümsüzlük davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gereklidir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.04.2015 tarihli, 2014/11395 E. - 2015/5621 K. sayılı kararında:

“…Dava, davacı şirketin öncelik hakkı olduğu iddiasına dayalı olarak davalı şirketler adına tescilli markaların hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacılar tarafından, davacı şirket adına 20.04.1999 tarihinde tescil edilen “... Bilgisayar ve Yazılım Hizmetleri” ibareli marka ve bu marka altında satışa sunulan bilgisayar yazılım programının alt modülleri olan ..., ... ve ... ibareleri ile “...” asıl unsurlu ibarelerin davalı şirketler tarafından marka olarak tescil ettirildiği, bu markalar üzerinde üstün hak sahipliğinin davacı şirkete ait olduğu ileri sürülmüş ve mahkemece, anılan ibareler üzerinde davacı şirketin öncelik hakkına sahip olduğu ve davalı şirketlerin kötüniyetli olarak bu ibareleri marka olarak tescil ettirdikleri kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, davacı şirket adına 20.04.1999 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınan “... Bilgisayar ve Yazılım Hizmetleri” ibareli marka 10 yıllık koruma süresi sonunda yenilenmeyerek 20.04.2000 tarihinde sona ermiştir. 556 sayılı KHK’nın Marka Tescilinde Red için Nisbi Nedenlere ilişkin 8. maddenin son bendi “Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir”, yine aynı KHK’nın Hükümsüzlük Hallerine ilişkin 42. maddesinin b bendi “8. maddede sayılan haller hükümsüzlük nedenidir. (Ancak, 8. maddenin son fıkrası çerçevesinde açılan davada önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2 yıl içerisinde markasını kullanmamışsa bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmaz.)” hükmünü içermekte olup, anılan hükümlerden de anlaşılacağı üzere 556 KHK’nın 45. maddesinin a bendi uyarınca marka hakkının koruma süresinin dolması ve markanın yenilenmemesi halinde sona ermesi durumunda sona erme tarihinden itibaren 2 yıllık süre içinde bu markaya dayalı olarak aynı ya da benzer bir markanın hükümsüzlüğünün talep edilebilmesi için söz konusu markanın sona ermeden itibaren 2 yıllık süre içinde de kullanımına devam edilmesi gerekmektedir. Öte yandan, bir markanın kötüniyetli olarak tescil edildiği gerekçesiyle hükümsüzlük kararı verilebilmesi için de hükümsüzlük davası açan kişinin dava tarihinde korunmaya değer hukuki menfaatinin, başka bir deyişle dava açmada hukuki yararının bulunması gerekmektedir.
Yukarıda da açıklandığı üzere davacı şirket adına tescilli bulunan “...” asıl unsurlu marka yasal süre sonunda yenilenmemesi nedeniyle 20.04.2009 tarihinde sona ermiş olup işbu dava 15.02.2010 tarihinde yani 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin son bendinde belirtilen 2 yıllık süre içinde açılmıştır. Ancak, markanın sona ermesinden itibaren dava tarihini de kapsayacak şekilde 2 yıllık süre içerisinde davacı tarafından markanın kullanıldığı ispat edilemediği gibi, alınan bilirkişi raporlarında da davacıya ait markanın 2006 yılından beri kullanılmadığı belirlenmiştir.
Bu durumda, dava tarihi itibariyle davacının dava konusu marka üzerinde üstün ve korumaya değer bir hakkı bulunduğundan söz edilemeyeceğine göre, uyuşmazlık konusu markaların tescil başvurularının yapıldığı tarihlerde kötüniyetli olunduğuna ilişkin iddiaların da dinlenilme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, mahkemece, yazılı gerekçe ile davaya konu markalar hakkında hükümsüzlük kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı şirketler yararına bozulması gerekmiştir.”

Sonuç Olarak

Marka tescilinde öncelik hakkından bahisle açılan markanın hükümsüzlüğü davasının dinlenebilmesi için markanın kullanılıyor olması gereklidir. Yenilenmeyerek hükümden düşmüş bir markanın son iki yıl içinde kullanılmaması halinde hükümsüzlük davasına dayanak tutulamayacağı yukarıdaki kararda ortaya konmaktadır. Fakat başvurucunun kötüniyetli olduğu senaryoda bu sürenin yine de dikkate alınıp alınamayacağı tartışmalara neden olabilir. Yargıtay, kötüniyetli olsa dahi kullanılmayan markanın hükümsüzlük davasına dayanak gösterilemeyeceği görüşündedir. Aynı şekilde şu yazımızda detayları ile açıklandığı üzere tescilli olsa bile kullanılmayan bir markanın hükümsüzlük davasına dayanak edilemeyeceği de Yargıtay uygulamasıdır.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 15.03.2023

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.