Yargıtay: Aynı Markanın Farklı Sınıfta Tescil Edilmesi Mümkündür
1- Markanın Benzerlik İncelemesi
Bilindiği üzere Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 fıkrası uyarınca benzer marka başvurusunun yayımına itiraz halinde, marka başvurusunun benzerlik nedeniyle reddedilebilmesi için hem tescili istenen “isim veya işaretin” hem de “sınıfın” aynı veya benzer olması şartı bulunmaktadır. Düzenleme aynen şöyledir: “tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.”
Bu düzenlemenin incelenmesinden sonra akıllara gelen ilk soru şöyledir: Daha önce tescil edilmiş bir markanın birebir aynısını farklı bir sınıfta tescil edip kullanabilir miyim? Bu sorunun cevabı Yargıtay’a göre evettir. Yargıtay, birebir aynı iki markanın farklı sınıflarda tesciline izin vermektedir. Kurum uygulamalarının ise Yargıtay kadar geniş perspektife sahip olmadığını söyleyebiliriz.
2- Aynı Markanın Farklı Sınıfta Tescil Edilebileceğine Dair Yargıtay Kararı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2021 tarihli, 2020/2318 E. , 2021/4053 K.
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2015/74622 numaralı "şekil+KANAATBİMS İNŞAAT" marka başvurusuna yönelik davalı şirketin 2010/80578 numaralı "şekil+KANAAT BİMS" ibareli markasına dayanarak itiraz ettiğini, davalı kurum tarafından itirazın kabul edilip başvurunun reddedildiğini, davacı ... başvurusu ile davalı markasının benzer olmadığını, … ileri sürerek dava konusu TPMK YİDK’nın 2017-M-1223 sayı ve 24.02.2017 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin üç kardeş tarafından kurulan bir şirket olduğunu, kanaat ibaresinin ilk olarak bu kardeşlerin babası tarafından kullanıldığını, müvekkili şirketin ortaklığından ayrıldıktan sonra ..’ın kanaat ibaresi ile ticaret unvanı ve marka tescil başvurusunda bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun da kötüniyetli bir şekilde yapıldığını, dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının "şekil+KANAATBİMS İNŞAAT" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "şekil+KANAAT BİMS" ibareli tescilli markası arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, davacının başvuru kapsamındaki 19 ve 37. sınıftaki hizmetlerin davalının tescilli markasının kapsamındaki 35. sınıftaki hizmetlerin birbiriyle bağlantılı, ilişkili hizmetler olduğu, diğer yönden tarafların ticaret sicil kayıtları incelendiğinde aynı mahalle ve aynı sokakta faaliyette bulunmaları gözetildiğinde ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında her iki markanın aynı işletmeye ait markalar, idari ve ekonomik anlamda birbiriyle ilişkili firmaların markaları olduğu ve markalar arasında ilişkilendirme ve karıştırma ihtimali ortaya çıkacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacının "şekil+KANAATBİMS İNŞAAT" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "şekil+KANAAT BİMS" ibareli tescilli markası arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmuş ise de, markaların sınıflarının benzer olması, kapsamlarının aynı amaca yönelik bulunması, benzer tüketici kitlelerine hitap etmesi ve benzer ihtiyaçları gidermesi ilkelerinin somut uyuşmazlıkta bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, davacı şirketin başvurusunun kapsamı ile davalının itirazına mesnet markasının kapsamı benzer olmadığından 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanması mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, TPMK YİDK'nın 2017-M-1223 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir. (ONANMASINA)
Sonuç Olarak
Yargıtay’ın bu dosyada kötüniyetli marka tescili hükmünü çalıştırmaması hatalı olmuştur kanaatindeyiz. Yayıma itiraz aşamasında kötüniyet nedeniyle itiraz gerekçesi ileri sürülmemiş olabileceği görüşündeyiz. Zira taraflar arasındaki işçi – işveren ilişkisi, sokağın karşısında açılan işletme gibi hususlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılması yerinde olurdu. Kötüniyetli marka tescilinde sınıfsal benzerlik şartı da bulunmadığı dikkate alındığında, markanın tescil edilmesinin önüne geçilebilirdi. Görüldüğü üzere Yargıtay, birebir aynı markanın tesciline izin vermekte, sınıfsal farklılığın ve ayrılığın benzerlik incelemesinde geçer not verilmesine yeteceğini değerlendirmektedir. Bu kararın benzer dosyalara emsal teşkil edebileceği açıktır.
Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 12.07.2021