Tasarım Başvurusunun Reddi Kararının İptali Davası ve Tescilli Tasarımın Devri

 

1- Tasarım Başvurusunun Reddi Kararının İptali Davası

Tasarım tescil başvurusunun Kurum tarafından doğrudan reddi mümkün olduğu gibi, tescil kararına itiraz suretiyle üçüncü kişilerin itirazı üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilecek bir karar ile başvurunun reddedilmesi de mümkündür. Bu iki farklı senaryoda Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali amacıyla açılacak davada davalı tarafın kim olacağı konusu çeşitli tartışma ve ihtimalleri de beraberinde getirmektedir. Bu yazımızda bu ihtimalleri çeşitli senaryolara göre değerlendirmeye tabii tutacağız.

2- Tasarım Tescil Başvurusunun Reddi Kararı ve İptal Davası

Tasarım tescil başvurusu Tasarımlar Dairesi Başkanlığı kararı ile doğrudan, itiraz aranmaksızın yenilik unsuru taşımadığı gerekçesi ile reddedilebilir. Bu karara karşı itiraz yolunun tüketilmesinin zorunlu olduğu aksi halde dava yoluna gidilemeyeceği ifade edilmelidir. Ret kararına itiraz başvurusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenir. Detaylı bilgi için tıklayınız

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından ret kararına itirazların reddine karar verilmişse davayı açacak olan taraf başvurucu taraftır. Başvurucu tarafın açacağı davada sadece TPMK aleyhinde dava ikame etmesi gerektiği tartışmadan uzaktır. Zira burada aleyhinde dava açılabilecek bir üçüncü kişi ya da itiraz sahibi bulunmamaktadır.

3- Tasarım Tescil Başvurusunun Üçüncü Kişi İtirazı Üzerine YİDK Tarafından Reddedilmesi

Tasarım tescil başvurusu Tasarımlar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilmiş ve tasarım tescil kararı sicilde yayımlanmışsa, ilgililer üç ay içerisinde bu karara itiraz yoluna başvurabilirler. İtirazlar YİDK tarafından incelenir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından bu aşamada iki karar verilebilecektir. Karara itiraz eden tarafın itirazlarını reddedebilir veya itirazları kabul ederek tasarım tescil başvurusunun reddine karar verebilir. Her iki karar da Kurum içi işlemler bakımdan kesindir. Karara karşı dava açmak imkanı varsa da bu davanın açılmış olması kararın Kurum tarafından uygulanmayacağı anlamına gelmez.

3.1. Karara İtirazın Reddi Kararının İptali Davası

Tasarım tescil kararına itiraz suretiyle dosyayı YİDK aşamasına taşıyan kişinin itirazları reddedilmiş ve tasarım tescil kararı kesinlik kazanmışsa, YİDK kararının iptali davasını açacak olan kişi itiraz sahibidir. İtiraz sahibi bu davada hem tasarım tescil başvurusunda bulunan kişiyi hem de Kurum’u davalı olarak göstermelidir.

3.2. Karara İtirazın Kabulü Kararının İptali Davası

Tasarım tescil kararına itiraz suretiyle dosyayı YİDK aşamasına taşıyan kişinin itirazları kabul edilmiş ve tasarım tescil kararı ortadan kalkmışsa, YİDK kararının iptali davasını açacak olan kişi başvurucudur. Başvurucu taraf bu davada hem tasarım tescil kararına itiraz eden kişiyi hem de Kurum’u davalı olarak göstermelidir[1]. Bu noktada bir dönem tartışmalara da konu olan “yenilik unsuru yokluğu” nedeniyle gerçekleştirilmiş itirazlar bakımından bir parantez açmak gerekir. Bir başkasının ya da başkalarının hak sahibi olduğu tasarımların gerekçe gösterilmesi suretiyle gerçekleştirilen ve yenilik unsurunu yokluğu iddiasına dayanan itirazların kabulü halinde Kurum ile itiraz sahibi arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcuttur[2].

3.3. Yenilik Unsuru Yokluğuna Dayalı İtirazda Sınai Hakkın Devredilmiş Olması

Kabul edilen itiraz şayet ayırt edicilik yokluğuna yani, tescilli bir tasarım hakkına dayanıyorsa, iptal davasında devralan tarafın mesnet tasarım üzerinde yeni hak sahibi niteliğinde olması nedeniyle kendisine husumet yöneltilmesi zorunlu ise de yenilik unsuru yokluğuna dayanan kararda mesnet tutulan tasarımın devredilmiş olması, yenilik incelemesini etkilemeyeceği için devralan tarafa husumet yöneltilmesi gerekmediği Yargıtay uygulamasında kabul edilmiştir[3]. Bu görüşe katılmıyoruz. İtiraza mesnet tutulan tasarımın devri halinde, karar yenilik unsuru yokluğu nedeniyle verilmiş olsa dahi, tescilli tasarımı devralanın davada temsil edilmesi gereklidir. Devir ile birlikte husumetin ona yöneltilmesi gerekliliği devam etmelidir.

Sonuç Olarak

Görüldüğü üzere, yenilik unsur yokluğu iddiasına dayalı itirazlarda, itiraz sahibi kendisine ait olmayan sınai hakları dayanak tutabilir. Başkasına ait sınai haklar nedeniyle tasarım tescil kararına itiraz edebilir. Yine kendisine ait marka, patent, tasarım gibi haklara dayalı itirazlarda da yine yenilik unsuru gerekçe tutularak itiraz mümkündür. Fakat itiraz sonrasında açılacak davada davalının kim veya kimler olacağı, itirazın gerekçesi YİDK kararının gerekçesine bağlı olarak değişebilecektir. Özellikle bu hakların devredilmiş olması, davanın taraflarını etkileyecektir. Yenilik yokluğu nedeniyle verilen kararlarda, davalı sıfatı dayanak sınai hakkın sahipliğinden değil, itiraz eden sıfatından gelmektedir. Bu nedenle devralanın davalı sıfatı bulunmadığı kabul edilmektedir.

Daha fazla bilgi, tasarım tescili ve tasarım danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 02.04.2023

 

 

 

[1]  Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04.02.2019 tarihli ve 2017/3635 E., 2019/742 K. sayılı kararında: “İtirazın TPMK YİDK tarafından kabulü halinde TPMK YİDK kararının iptali için açılan davada Türk Patent ve Marka Kurumu yanında muterizin de davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir.”

[2] Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarihli, 2019/782 E. - 2022/390 K. sayılı kararında:  “Bu çerçevede bir tasarım başvurusuna, yenilik niteliğini haiz olmadığından bahisle yapılan itiraz sonucu verilen YİDK kararının iptaline dair tasarım başvurusu sahibi tarafından açılacak davada husumetin, YİDK kararını tesis eden Kurum yanında tasarım başvurusuna itiraz eden muterize yöneltilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan açılan davada davalı olarak yer alan muteriz ile Kurum arasında HMK’nın 59. maddesi anlamında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Zira YİDK kararının iptali istemiyle açılan bir davada husumetin yöneltileceği ve yenilik unsuru bakımından itirazıyla YİDK kararında taraf olan muteriz ile kararı veren Kurum hakkında tek bir hüküm verilecek olup bu hüküm, her iki davalının da YİDK kararına ilişkin olarak hukukî durumlarını etkileyecektir.”

[3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarihli, 2019/782 E. - 2022/390 K. sayılı kararında: Buradan hareketle tasarım tescil başvurusu, yapılan itiraz üzerine yenilik unsurundan yoksunluk kapsamında YİDK kararıyla reddedilen başvuru sahibinin açmış olduğu YİDK kararının iptaline ilişkin davada, muterizin taraf sıfatı bakımından itiraza dayanak olan şekil üzerindeki hak sahipliğinin yahut bu hak sahipliğindeki değişimlerin, tasarımın yeniliğine dair yapılacak incelemede herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla tasarım başvurusu sahibince açılacak YİDK kararının iptaline dair davada husumetin zorunlu dava arkadaşları olan Kurum ile muterize yöneltilmesi yeterli olup ayrıca itiraza dayanak olan şekil üzerinde hak sahibine husumet yönetilmesi gerekmez. Bu anlamda muterizin başta hak sahibi olduğu şekle dayalı olarak yenilik unsuru bakımından tasarım tesciline yapmış olduğu itiraz ile verilen YİDK kararının iptaline ilişkin davanın yargılama aşamasında, dayanak şekil üzerindeki hak sahipliğine ilişkin değişim de muterizin taraf sıfatını etkilemez.”

 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.