Tanınmış Marka Sicilinde Tescilli Markanın Sicilden Silinmesi Davası

 

1- Tanınmış Marka Sicili ve Sicile Tescil

Daha önce şu yazımızda incelendiği üzere TPMK tarafından tutulan “tanınmış markalar” sicili, Yargıtay uygulamasına göre, kanuni dayanaktan yoksun bir sicildir. Diğer bir deyişle SMK yürürlüğe girdikten sonra TPMK’nın böyle bir sicil tutma yetkisi kalmamıştır. Bu nedenle “tanınmış marka” olarak tescil edilmesi istenen bir marka başvurusunun reddi halinde, ret kararına karşı iptal davası açılamaz. Açılan davalar hukuki yarar yokluğundan reddedilmektedir. Detaylar için tıklayınız.

2- Tanınmış Marka Siciline Tescilli Markanın Sicilden Silinmesi Talebi

Yine uygulamada, marka tescil başvurusunda bulunan kişilerin marka başvurusunun yayımına SMK ilgili hükmü gereğince itiraz eden tanınmış marka sahiplerinin bu markalarının aslında tanınmış marka niteliğinde olmadığı gerekçesi ileri sürülmekte fakat bu iddialar çoğu kez TPMK tarafından dinlenmemektedir. Çünkü itiraza dayanak marka tanınmış marka sicilinde tescillidir. Bu nedenle ilgililer, halihazırda tanınmış marka vasfına sahip olmamasına rağmen bu sicilde tescilli markaların sicilden silinmesi için dava açma iradesi göstermektedir. Bu noktada, hukuki yarar bağlamında, ilgili kimselerin, tanınmış marka sicilinde tescilli bir markanın “tanınmış olmadığı” iddiasına dayalı olarak sicilden terkin mahiyetinde bir dava açıp açamayacağı gündeme gelmektedir.

3- Tanınmış Marka Sicilinden Terkin Davası Açılamaz

Yargıtay’ın eski sayılabilecek bir kararında[1] da bu konu tartışılmıştır. Davacı taraf davalıya ait markanın tanınmış olmadığını ileri sürerek, davalıya ait markanın tanınmış markalar sicilinden çıkartılmasına ve tanınmış marka olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.12.2012 tarih ve 2012/50-2012/250 sayılı kararda “…soyut olarak bu şekilde bir talepte bulunması yönünden davacının hukuken korunan bir menfaatinin bulunmadığı, davanın bir başka mahkemede görülmekte olan davada ön mesele olarak karara bağlanması gereken bir hususun tespiti istemine ilişkin olup asıl davadan bağımsız olarak görülmesinin mümkün olmadığı…” gerekçeleriyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Yargıtay tarafından karar onanmıştır.

Sonuç Olarak

Yargıtay tarafından Tanınmış Markalar Sicili’ne tescil edilmiş bir markanın sicilden silinmesi yahut tanınmış marka olmadığının tespit edilmesi mahiyetinde bağımsız bir davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Oysa hukuki yarar her somut dosyada tartışılması gereken bir dava şartıdır. Bu yönde bir dava açılmasının çoğu kez menfaatten yoksun olacağı tahmin edilebilirse çeşitli senaryolarda davacı taraf böyle bir tespit talebinde bulunmakta haklı sebeplere sahip olabilir. Örneğin, tanınmış marka olarak tescilli ve fakat güncel tarihte tanınmışlık kriterlerini haiz olmayan bir markaya dayanılarak gerçekleştirilen yayıma itirazlarda, marka başvurucusunun, deyim yerindeyse, eli kolu bağlı bir biçimde, yayıma itirazların reddedilmesini umarak beklemesi, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından tanınmışlık iddiasının güncel kontrolü gereği gibi yürütül(e)mediğinden itirazların reddi kararı verilmeyeceği takdirde YİDK ve ardından da YİDK kararının iptali davası için Ankara FSHHM yolunda (bunun da kesinleşmesi gerekecek) yıllarını tüketmesi beklenmemelidir. Başvurucu taraf, tanınmış marka siciline kayıtlı bir markanın, tanınmış marka niteliğinde olmadığının tespiti minvalinde bir dava açarak bu durumu belgelendirmek ve Kurum’a sunacağı karşı görüşte veya YİDK aşamasında elde ettiği bu belgeyi (mahkeme kararını) dosyaya sunarak hukuki avantaj elde etmekte menfaat sahibidir. Kurum içi itiraz aşamaları tüketildikten sonra, YİDK kararının iptali davasında bu iddialar zaten tartışılacağından, başvurucunun bağımsız bir dava açmakta hukuki yararı kalmamış olabilir.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 17.05.2022

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.12.2013 tarihli, 2013/9556 E. - 2013/23416 K. sayılı kararı

 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.