Herhangi Bir Fikri Mülkiyet Hakkı İfadesinin Kapsamı Nedir? Alan Adı, Kitap İsmi, Vakıf İsmi

 

1- SMK Madde 6/6 Kapsamındaki Haklar

Sınai Mülkiyet Kanunu madde 6 düzenlemesinde nispi ret düzenlemeleri yer almaktadır. Nispi ret düzenlemeleri, marka tescil başvurusunun yayımına itiraz ederken veya itiraz süresi kaçırılsa bile tescil edilmiş markanın hükümsüzlüğünü dava yoluyla ileri sürerken dayanılması mümkün olan gerekçelerdir. Detaylar için tıklayınız

Kurum veya mahkeme nispi ret sebeplerini re’sen inceleyemez. Düzenlemenin 6 ncı fıkrasında aynen şu ifadeye yer verilmiştir: “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.”

Düzenlemede yer verilen “herhangi bir fikri mülkiyet hakkı” kavramından ne anlaşılması gerektiği, hangi hakların bu kapsama gireceği, hangi hakların bu kapsamda sahibine itiraz hakkı vereceği tartışılması gereken önemli bir meseledir. Şu yazımızda tescilli tasarım görselinde yer verilen işaretin bu düzenleme kapsamında sahibine hak tanıyacağı incelenmişti.

2- Herhangi Bir Fikri Mülkiyet Hakkı Kavramı

2.1. Hakkın Elde Edilmesinin Genel Şartları

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.2021 tarihli, 2017/2225 E. - 2021/1056 K. sayılı kararında;

“556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8/5. maddesi “Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.” hükmünü haiz olup anılan düzenleme ile başkasına ait şahsî, fikrî ve sınaî haklar koruma altına alınmıştır. Bu bağlamda başkasına ait sınaî mülkiyet hakkını kapsayacak düzeyde benzer bir markanın tescili, sınaî mülkiyet hakkı sahibi tarafından engellenebilecek, şayet marka tescil edilmiş ise yine sınaî mülkiyet hakkı sahibi tarafından hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Bu düzenlemeyle korunan sınaî hakların ortak özelliği, aynı maddenin 3. fıkrasındaki işaretlerden farklı olarak tescil edilmiş olmaları olup bu işaretlerin ayrıca kullanım sonucu ayırt edici hale gelmeleri gerekli değildir. 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi kapsamında korunan sınaî haklara; ticaret unvanları, işletme hakları, patent, faydalı model yahut endüstriyel tasarımlar örnek olarak gösterilebilirler (Karan/Kılıç, s. 207, 208).

Ticaret unvanlarına ilişkin olarak ayrıca belirtilmelidir ki; ticari unvanın ticaret siciline tesciliyle tescil kapsamındaki tüm faaliyet alanlarında unvansal nitelikte bir hak kazanılmış olup tescilli unvan hakkı, kapsadığı tüm sektörlerde doğmuş olacaktır. Burada unvanın ticaret siciline tescil ve ilanıyla unvan sahibi, tescil kapsamındaki sektörlerde/alanlarda faaliyet iradesini ortaya koyarak fiili kullanım olmasa bile unvansal kullanım hakkı elde eder. Bu nedenle tesciline itiraz edilen yahut hükümsüzlüğü istenen unvana benzer markanın kapsamındaki mal ve hizmetler ile önceden tescil edilen ticari unvanın kapsadığı tüm alanların yapılacak olan incelemede nazara alınması gerekmektedir (Bilge, Mehmet Emin: Marka ve Ticaret Unvanı Arasındaki İltibas, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, 2015, S. 2015/2, s. 7-22, s. 19).

2.2. Kitap İsimlerinin Bu Düzenleme Kapsamında Korunabilirliği

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2017 tarihli, 2016/850 E. - 2017/4011 K. sayılı kararında; “…belirtilen hüküm gereğince davacıların murislerinin eser üzerindeki haklarına dayanarak markanın hükümsüzlüğünü isteme hakları olduğunu, davalı vekili her ne kadar müvekkilinin faaliyetlerinin farklı olduğunu savunmuş ise de telif haklarının korunmasında markalardan farklı olarak spesiale prensibi aranmadığı gibi tescil kötü niyetli olduğundan ve ayrıca ürün ismi olarak kullanılan ibarenin seri kitap nedeniyle tescilsiz marka olarak da korunma hakları oluştuğundan ve tanınmış olduğundan marka üzerindeki haklara dayanılarak da hükümsüzlük koşulları oluştuğundan tescilli 2012/68939 nolu markanın hükümsüzlüğüne karar vermekle…”

2.3. Şahıs Şirketlerinin Tescilli Ünvanları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30.05.2018 tarihli, 2016/12965 E. - 2018/4127 K. sayılı kararında; “Dosyada mevcut ticaret sicil kaydı itibarıyla davacının davalının başvuru tarihi olan 13/10/2011 tarihinden önce 08/06/2011 tarihinde hakiki şahıs tacir olarak "...- ..." ticaret unvanı ile ticaret siciline tescil olduğu ve iştigal alanının da multimedya haber, reklam ve tanıtım olarak açıklandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, bilirkişilerce davacının bu kaydına rağmen fiili kullanımı bulunmadığından bahisle önecelik hakkı bakımından bu belgeye itibar edilemeyeceği görüşü açıklanmış ise de, 556 sayılı KHK 8/5 madde ve fıkrası uyarınca, tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir. Anılan hüküm uyarınca ticaret sicil kaydında başvuru konusu işaretin aynı ya da benzer olması ve yine iştigal konusunun aynı ya da benzer tür hizmetler niteliğinde olması yeterli olup, fiili kullanım koşulu bulunmamaktadır.

2.4. Özel Olarak Tahsis Edilen Özel Hat Numaraları ve Kıyasen Tahsis Edilen Alan Adlarının Durumu

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08.10.2019 tarihli, 2018/4855 E. - 2019/6316 K. sayılı kararında; “Somut olayda, davalının “118 34” rakam markası için 22.04.2013 tarihinde başvuru yaptığı, başvurunun 21.05.2014 tarihinde tescil olunduğu, davacının ise “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurusu sonucu “118 34” sayılı telefon hattını adına tahsis ettirerek 31.12.2014 tarihinden itibaren 15 yıl süreyle lisans hakkını devraldığı anlaşılmaktadır. Davacı, “118” ile başlayan hatları, piyasayı düzenleyen Bilgi Teknolojileri Kurumu’dan ücret karşılığı tahsis ettirmiş olmasına göre, davacının lisans hakkını devir aldığı BTK’nın “118” ile başlayan rehberlik hizmet numaralarını davalının marka başvurusundan önceki bir tarihte tanıtıcı işaret olarak kullanıp kullanmadığı, numara olarak tahsis yetkisinin kendisinde olup olmadığı, tahsis yetkisi var ise davaya konu “118 34” numarasını da kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, şayet kapsıyor ve davalı markası da,söz konusu numaranın ticari piyasada kullanımına olumsuz etki doğuracak nitelikte ise KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddeleri uyarınca önceye dayalı hakka zarar vereceğinin ve davacı lisans alanın da bu hakka dayanarak başvuruya itiraz edebileceği veya markanın hükümsüzlüğünü talep edebileceğinin kabulü gerekir. “

Sonuç Olarak

Yürürlükte bulunan Sınai Mülkiyet Kanunu ve mülga MarKHK düzenlemelerinde yer verilen “herhangi bir sınai mülkiyet hakkı” veya “herhangi bir fikri mülkiyet hakkı” ifadelerinin kapsamında kalabilecek hakların pratik bir sınırı yoktur. Alan adları da bu kapsamda değerlendirilmeli ve tahsis tarihi dikkate alınarak başvuruya itiraz hakkı ve hükümsüzlük hakkı tanınmalıdır. Aynı şekilde tescilli vakıf veya dernek adları ile ilgili bir düzenleme de bulunmadığından onlar da bu düzenleme kapsamında değerlendirilmelidir.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 16.02.2022

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.