Yargıtay Kararları Serisi 2: Son Harfleri Farklı Olan Markalarda Benzerlik İncelemesi

ÖZETİ: Davacı tarafça 2011/17642 tescil numaralı ve “İLAY” ibareli marka ile “İLAY” ibareli diğer seri markalar mesnet tutularak 2017/10640 başvuru numaralı ve “İLA” ibareli marka başvurusuna itiraz edilmiş, itiraz nihai olarak YİDK tarafından reddedilmiştir. Kararın iptali açılan davada yerel mahkeme YİDK kararını haklı bulmuş ve davayı şu gerekçe ile reddetmiştir: “...başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer olduğu, tarafların marka işaretlerinde “ila” ibaresinin ortak unsur olduğu, bu ibarenin işitsel bir benzerliğe yol açtığı, ancak davalı şahsın ila ibaresine şekil unsuru da ekleyerek başvurusuna bir ayırt edicilik kazandırdığı, taraf markaların görsel ve kavramsal olarak benzemediği, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, birbirinin aynısı veya devamı olduğu izlenimini uyandırmadığı, marka işaretleri arasında SMK 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.” (ONANMASINA) (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli, 2020/6873 E. - 2022/1487 K. sayılı kararı)

 

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 06.12.2018 tarih ve 2018/181 E- 2018/445 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.07.2020 tarih ve 2019/249 E- 2020/631 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı şirketin 2017/10640 nolu İLA ibareli marka başvurusunun reddedilmesi talebiyle Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na itirazda bulunduğunu ancak YİDK’nın 07.03.2018 tarihli 2018-M-1841 sayılı kararı ile itirazları yerinde görülmeyerek reddedildiğini, YİDK’nın kararının haksız olduğunu, dava konusu İLA ibareli markanın, müvekkil adına tescilli İLAY markasının ilk üç harfinin aynısını içerdiğini, karıştırılma ihtimaline ve iltibasa neden olacak nitelikte olduğunu, her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılmasının söz konusu olduğunu ileri sürerek, 2018-M-1841 sayılı YİDK kararının iptaline ve tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, müvekkil markası ile davacı markasının benzer olmadığını, karıştırılmalarının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava konusu başvurunun "ILA" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25, 35. sınıftaki "25 Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise "ilay+şekil", "ilay create your life", "ilay", "ilay tekstil", "il-ay", "il-ay tekstil", "ilayteks" ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 24, 25, 35.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığının gözlemlendiği, davaya konu markanın siyah zemin üzerine, bronz-altın bir renk tonuyla yazılmış “ILA” ibaresini kullandığının görüldüğü, ibarenin son harfinin ise “A” harfinin ortasında yer alması gereken çizginin çatı şeklinde kullanılması yöntemiyle farklılaştırılmaya çalışıldığının görüldüğü, davacı taraf markalarında genel olarak beyaz zemin üzerine düz siyah yazı belirlediği ve şekli unsurlara yer vermediği, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde görsel ve işitsel olarak birbirinin aynı veya devamı olduğu intibası uyandırmadığı gerekçesiyle davanın redddine karar verilmiştir.

Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin, “ILA+şekil” ibaresini 25 ve 35. sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Türk Patent’e başvuruda bulunduğu, davacının ilay asıl unsurlu markalarını mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, başvuru tarihi dikkate alındığında uyuşmazlıkta SMK hükümlerinin uygulanması gerektiği, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer olduğu, tarafların marka işaretlerinde “ila” ibaresinin ortak unsur olduğu, bu ibarenin işitsel bir benzerliğe yol açtığı, ancak davalı şahsın ila ibaresine şekil unsuru da ekleyerek başvurusuna bir ayırt edicilik kazandırdığı, taraf markaların görsel ve kavramsal olarak benzemediği, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, birbirinin aynısı veya devamı olduğu izlenimini uyandırmadığı, marka işaretleri arasında SMK 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

 

Sonuç Olarak

Şekil unsurunun markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırma kabiliyeti daha önce şu yazımızda incelenmişti. Yukarıda paylaşılan kararda da kelime unsurları arasında hem sesçil hem de görsel benzerlik yüksek olsa da şekil unsurundan ileri gelen ayrışma ve son harfteki farklılaşma işaretler arasındaki karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yetmiştir. Son harflerin farklılaştığı hallerde benzerlik incelemesinin nasıl sonuçlanacağına dair serimizin ilk yazısında da BEBEM – BEBEMAS davası incelenmişti. Bu davada da sonra harfteki farklılaşmanın yeterli ayrışmayı sağladığı ifade edilmişti. 

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 05.03.2024

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.