Ürün İnceleme ve Eleştiri Videoları: Haksız Rekabet - Marka İhlali

 

1- Youtube ve Sosyal Medya Ortamlarında Ürün İnceleme Videolar ve Eleştiri Yazıları

Şu makalemizde internet haberciliği ve kullanıcı yorumları ile markanın kötülenmesi eylemlerinin sınırları ve haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği hakkında detaylı incelemelerde bulunulmuştuk. Bu yazımızda ise Youtube videoları ve benzeri sosyal mecralarda ürün inceleme ve eleştiri sayfalarının bu eylemlerinin haksız rekabet veya marka kötüleme eylemi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği incelenmiştir.

Sınai Mülkiyet Kanunu’nda “marka kötüleme suçu” diye bir suç tanımlaması yer almamaktadır. Fakat Türk Ticaret Kanunu madde 55/1-a hükmünde, “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” şeklindeki eylem, haksız rekabet hâlleri arasında sayılmıştır. Buradaki “kötüleme” kavramı, genel bir ifade ile bir kişinin ticari hayatı hakkında olumsuz intiba yaratılmasını ifade etmektedir[1]. Gerek bireysel kullanıcıların Youtube ortamındaki videoları, gerekse de Webtekno benzeri kurumsal niteliği haiz şirketlerin sistematik ilerleyen ürün inceleme videoları bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olan sosyal medya içeriklerindendir.

Youtube, ürün inceleme videolarını marka ihlali kapsamında değerlendirmemekte ve ihlal başvurularını reddetmektedir. Çünkü bu içerikler kural olarak marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilemezler. Fakat Yargıtay uygulamalarında bu tip içerik üreticilerinin eylemleri, haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilmektedir. Bu eylemlerin haksız rekabet teşkil etmesi halinde içerik üreticilerinin karşılaşabilecekleri hukuki yaptırım hem maddi-manevi tazminat hem de haksız rekabet suçu kapsamında cezai bir kovuşturma olabilecektir.

2- Yargıtay Kararları Işığında Youtube ve İnternet Ortamında Marka Eleştiri ve Ürün İnceleme Videolarının Haksız Rekabet Kapsamında İncelenmesi

2.1. Ürün İnceleme ve Karşılaştırma Videoları ve İçerik Üreticilerin Sorumluluğu

Güncel bir Yargıtay kararında youtube videosu ile ürün inceleme videolarının marka ihlali teşkil edip etmeyeceği detaylıca tartışılmış ve bu içeriklerin kural olarak markasal kullanım ve marka ihlali teşkil etmeyeceği ifade edilmiştir. Fakat haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği ile ilgili cümlede “tüketici olarak yapılan açıklamaların haksız rekabet teşkil etmeyeceği” vurgusu ile sistematik marka incelemeleri videoları için bir tür açık kapı bırakılmıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.01.2021 tarihli, 2020/1500 E. - 2021/392 K. sayılı kararında yerel mahkeme, “davalının çeşitli markalardaki ürünlerin deneme ve tanıtımlarını yaptığı ve fikirlerini beyan ettiği, satış veya satış teklifi yapmadığı, herhangi bir şekilde davacının üretim ve satışa konu ettiği türden ürünler satmadığı için markadan haksız yararlanmasının söz konusu olmadığı” gerekçesiyle ortada herhangi bir marka ihlali bulunmadığını kabul etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi önüne gelen dosyada, “davalının, davacının markalarının tescilli olduğu sınıflardaki herhangi bir ürüne ilişkin ticari satış yapmaksızın kullanıcı olarak davacının rakiplerine ait kozmetik ürünler hakkındaki tecrübelerine yer vermekten ibaret eyleminin markasal kullanım kapsamında kalmadığı, tüketici olarak davacının rakibi olan firmalar hakkında yaptığı açıklamaların haksız rekabet oluşturmayacağı, … davalının yaygın ismiyle bloger olarak kullandığı kozmetik ürünler hakkındaki yorumları haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturmadığı ” ifade edilmiştir. Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Fakat benzer nitelikli sayılabilecek ve eleştiri sınırlarını aşar nitelikli göndermeler içeren içerikler kurumsal nitelikli içerik üreticiler tarafından üretiliyorsa bu kez Yargıtay’ın tutumu değişebilmektedir. Özellikle muadili ürünlerin daha ucuz olduğu yönündeki ifadelerin dikkatli incelenmesi gerekir çünkü bu konuda verilmiş güncel bir Yargıtay kararı da mevcuttur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2019 tarihli, 2018/5202 E. - 2019/6452 K. sayılı kararında: “…"BABA CANDIR" dizisinde davacı şirkete ait BETA TEA TAÇ YAPRAK markalı ürünün fiyat yönünden kötülenmesinin[2] haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalı tarafından Yapılan haksız rekabetin önlenmesine…”

Görüldüğü üzere, rakip firmaların ürünlerinin fiyatlarının ve özelliklerinin karşılaştırıldığı ürün inceleme videoları bireysel kullanıcılar tarafından yürütülüyorsa kural olarak eleştiri ve deneyim aktarımı sınırları aşılmadıkça haksız rekabetten söz etmek zordur. Fakat benzeri eylemlerin basiretli davranması gereken tacirler tarafından yürütülmesi halinde sorumluluk sınırlarının daha alt eşiklerden çizildiği ortadadır.

2.2. Kişisel Görüş ve Kullanıcı Deneyimi Paylaşımı Niteliğini Aşar Nitelikli Eleştiriler ve Haksız Rekabet

Kişisel paylaşım, eleştiri ve deneyim aktarımı yoluyla markanın kötülenmesi ve eleştiri sınırlarının aşılması da elbette mümkündür. Örneğin güncel bir Yargıtay kararında eleştiri sınırlarının aşıldığı kabul edilerek, içerikleri üreten sayfa sahibinin tazminat ödemesine karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.12.2019 tarihli, 2019/438 E. - 2019/7832 K. sayılı kararında “…davalının facebook ortamında davacı ürününe ilişkin olarak "Activeklamp hakkında hiçbir bilimsel çalışma yoktur, bu ürünü kullanarak yapılan sünnetlerde ortaya çıkabilecek sorunlar size zarar verir." şeklinde yazı yazdığı, söz konusu ibarenin kişisel görüş kapsamını aştığı, davacının söz konusu ürün nedeniyle şikayet edildiğine veya bu ürün dolayısıyla davacıya ceza ya da uyarı verildiğine dair herhangi bir verinin bulunmadığı, yasal, bilimsel ve maddi delilleri gösterilmeden davalının dava konusu ürünü kötüleyip potansiyel alıcıların alım tercihlerini değiştirecek şekilde açıklamalar yapmasının haksız rekabet oluşturduğu, manevi tazminat koşullarının da gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Facebook'ta yer alan beyanlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemin önlenmesine, söz konusu ibarenin kaldırılmasına”

2.3. Bir Marka ile Yaşanan Deneyimlerin İnternet Ortamında Paylaşılması ve Haksız Rekabet

İlk bakışta kullanıcının bireysel deneyimlerini internet ortamında anlatarak insanlarla paylaşmasında hukuka aykırı bir taraf yokmuş gibi görünebilir. Fakat bu önkabul zaman zaman doğru sonuç vermeyebilir. Burada dikkat edilecek husus, paylaşım gerçek olsa bile amaca uygun olmayan ve marka imajına zarar verici paylaşımlardan kaçınmaktır. Örneğin Yargıtay bir kararında bir markanın mağdurlarının toplanıp açtığı “…magdurlari.com” şeklindeki alan adının marka hakkına tecavüz teşkil etmediği fakat haksız rekabet teşkil ettiği yönünde karar vermiştir[3].

Sonuç Olarak

İnternet ortamında marka ihlalinin önüne geçilemiyor. Gerek bireysel kullanıcılar gerekse de kurumsal içerik üreticiler konuyla ilgili hukuki sınırlar konusunda yeterli bilgi ve öngörüye sahip değiller. Ürün inceleme videolarının yıllardır ciddi biçimde tıklama aldığı, tüketicilerin bu videoları ciddi biçimde izlediği, satın alma tercihlerini bu videolara göre şekillendirdikleri herkesin bilgisi dahilindedir. Bu nedenle içerik üreticiler de yüksek tıklanma nedeniyle bu tarz içerikler üretmeye devam ediyorlar. Ürün inceleme ve karşılaştırma videoları kural olarak bireysel kullanıcılar tarafından marka deneyiminin aktarılması ve kişisel görüş niteliğinde ise haksız rekabetin varlığından bahsedilemez. Fakat kişisel görüş ve deneyim aktarımını sınırını aşar nitelikli paylaşımların haksız rekabet teşkil edebileceği, özellikle Webtekno gibi ticari bir kimlik düzleminde içerik üreticilerin tacir olduğu da dikkate alındığında, bu tür içerik üreticilerin daha dikkatli bir tutum sergilemesi gerektiği BETA TEA kararı ile ortadadır. İçerik üreticilerinin yanında, kullanıcı yorumları yoluyla gerçekleştirilen marka kötüleme eylemlerinin de hukuki sınırı aşabileceği unutulmamalıdır. Ek olarak internet haberciliği ve kullanıcı yorumları yoluyla marka kötüleme hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 24.02.2022

 

[1] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.04.2021 tarihli, 2017/2623 E. - 2021/387 K. sayılı kararında: “Kötüleme yoluyla haksız rekabette, doğrudan mağdura yönelik bir hareket yer almamakta, dürüstlük kurallarına aykırı davranılarak, mağdurun dışında yer alan kişilere, mağdurla ilgili yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bilgiler verilerek bu kişilerin mağdur hakkında yanlış kanaat edinmeleri sağlanarak mağdur kötülenmektedir. Bu haksız rekabet türünde, konu mağdur veya onun ticari işletmesi ya da buna dâhil değerler, muhatap ise mağdurun müşterileridir. 6762 sayılı TTK’nin 57/1-1 (6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a-1) maddesi anlamında kötülemeden bahsedilebilmesi için ortada sözlü, yazılı veya resimli şekilde bir açıklama (beyan) olmalıdır.”

[2] Sahne detayları şöyledir: “Beta Tea Taç Yaprak markalı çayı fiyat yönünden bir başka çay ile kıyaslanarak fiyat yönünden pahalı olduğu ve bu durumun israfa yol açtığı şeklindeki beyanla kötülendiği, bu sahnenin, tüketiciyi dava konusu ürünün pahalı olduğu düşüncesiyle tercih etmeme/vazgeçme potansiyeli taşıdığı, davacıya markanın hiçbir somut veriye dayanmadan fiyat yönünden pahalı olduğu imajı verilmesinin açık şekilde ‘kötüleme’ ve haksız rekabet oluşturduğu, davalı tarafın sahnede yeterli mozaikleme yapmaması ve davacıya ait markanın kötülenmemesi için yeterli önlem almaması nedeniyle haksız rekabet oluşturan eylemde tamamen kusurlu olduğu…”

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2014 tarihli, 2013/15738 E. - 2014/5119 K. sayılı kararında: “…bununla birlikte internet sitesi alan adında geçen “…magdurlari” ibaresi, davacı yönünden toplumda negatif bir çağrışım meydana getirtiği, böyle bir alan adı kullanımının davacıyı küçük düşüreceği ve ticari itibarını zedeleyeceğinin açık olduğu, bu internet alan adı tescili ve kullanımının, avukatlık görevi kapsamında olmadığı, dolayısıyla davalının bu internet alan adı tescil ve yönetiminden dolayı sorumlu olduğu, internet site içeriğinin ve internet alan adının ticari amaç taşımaması ve ticari herhangi bir fonksiyon görmemesine, ticari etki doğurmamasına ve bu şekildeki kullanımın markasal bir kullanım olmamasından dolayı 556 sayılı KHK'nın 9 ve 61. maddeleri kapsamında marka hakkına tecavüzün mevcut bulunmamasına rağmen, davalının bu eyleminin, TTK'nın 55/1-a-1 maddesi anlamında bir haksız rekabet teşkil ettiği, davalının haksız rekabetinden dolayı Türk Ticaret Kanunu'nun 56/1-d ve 1-e maddeleri gereğince davacının maddi ve manevi zarara uğradığının açık olduğundan ve iddia olunan maddi zararın tam olarak belirlenmesinin mümkün bulunmadığından, Türk Borçlar Kanunu'nun 50/2 ve 51. maddeleri gereğince, haksız rekabet eyleminin internet üzerinden gerçekleştirilmiş oluşu da dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile,davalının eylemi Türk Ticaret Kanunu'nun 55/1a-1 maddesi gereğince haksız rekabet olarak görüldüğünden davalının bu haksız rekabetinin durdurulmasına, devamının önlenmesine, internet sitesine erişimin durdurulmasına, taleple bağlı kalınarak 1.000 TL maddi ve takdiren 1.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, davalı olarak ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. (ONANMASINA)”

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.