Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davası: Sebepleri, Şartları, Süresi ve Tarafları

 

1- Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davası

Tasarımlar, sicilde tescil edildiğinin Bültende ilan edilmesinin ardından üç ay içerisinde itiraza uğramamışsa, tescil işlemi kesinleşmiş olur. Artık tescilli tasarımın sicilden silinmesi için Kurum ile yapılacak bir işlem kalmamıştır. Yapılması gereken tescilli tasarımın hükümsüzlüğü davası açılmasıdır. Tasarım tescilinin hükümsüzlük sebepleri olarak ileri sürülebilecek gerekçeler, itiraz dilekçesinde ileri sürülebilecek gerekçelerden daha kapsamlıdır. Bu nedenle tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davasında hangi gerekçelerin ileri sürülebileceği hakkında kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır. Ardından konunun usulüne ilişkin birtakım bilgilere yer verilecektir. Tasarım tesciline itiraz süresi olan üç aylık süre henüz geçmemişse Tasarım Tesciline İtiraz ve Yeniden İnceleme Kurulu Kararının İptali Davası hakkındaki makalemizden detaylı bilgi alabilirsiniz. 

2- Tescilli Tasarımın Hükümsüzlüğü Davasında İleri Sürülebilecek Gerekçeler

Tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davası ve sebepleri Sınai Mülkiyet Kanunu madde 77 ile düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davasında ileri sürülebilecek gerekçeler şöyledir:

2.1. Tescilli Tasarımın Tasarım Tanımına Uygun Olmaması Nedeniyle Hükümsüzlüğü

Madde 77’de düzenlenen ilk hükümsüzlük nedeni; tescilli tasarımın, tasarım ve ürün tanımlarına uymaması, diğer bir deyişle “tasarım” olarak korunması mümkün olmayan bir başvurunun tescil edilmiş olması nedeniyle (Madde 77/1-a göndermesi ile m. 55/1-2) hükümsüzlüğüdür. Tasarım tescili, “ürünün görünümünün” tescilidir. Tescili istenen bu “görünümün” korunmaya değer unsurları, çizgi, şekil, süsleme, motif, biçim, malzeme ya da dokudan oluşabilir. O halde tasarım tescili ile korunmadan söz edebilmek için önce ürün tanımının sonra da “tasarım” kavramının çerçevesi doğru çizilmelidir.

2.2. Tasarımın Yeni ve Ayırt Edici Olmaması Nedeniyle Hükümsüzlüğü

Tescilli tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olmaması (Madde 77/1-a göndermesi ile m. 56-57) hükümsüzlük sebeplerinden bir diğeri ve bizce en önemlisidir. Yenilik unsuru kısaca şöyle açıklanabilir: Tescil edilen tasarımın aynısı (SMK 56/4) veya küçük ayrıntılardan ibaret olan farklı versiyonları (56/4 c.2) başvuru tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş ise yenilik özelliğini kaybeder (56/4). Ayırt edicilik unsuru da şöyle özetlenebilir: Tescil edilen tasarımın, “bilgilenmiş kullanıcı” (56/5) üzerinde yarattığı izlenim, başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş bir tasarımın aynı kullanıcı (56/5) üzerinde bıraktığı izlenimden farklı ise, ayırt edicidir. Yenilik unsurunun Kurum tarafından re’sen denetleneceği (SMK 64/6-d) düzenlenmiş ise de ayırt edicilik unsurunun re’sen denetime tabii tutulması gerektiğiyle ilgili bir düzenleme Kanun’da yer almamaktadır. Kurum tarafından yenilik ve/veya ayırt edicilik nedeniyle reddedilen tasarım tescil başvuru sahiplerinin önce Kurul’a (karara itiraz) sonra da YİDK kararının iptali amacıyla mahkemeye başvurma hakları vardır. Detaylı bilgi için tıklayınız

2.3. Tasarımın Kamu Düzeni ve Genel Ahlaka Aykırı Düşmesi Nedeniyle Hükümsüzlüğü

Tasarımın kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı olması (Madde 77/1-a göndermesi ile m. 58/4-a) hükümsüzlüğü de ileri sürülebilecek sebeplerden biridir. Burada hangi figürlerin, kavramların ya da motiflerin kamu düzeni veya genel ahlaka aykırı düşeceği sorunu gündeme gelmektedir. Kurum tarafından kullanılan somut kriterler olmamakla birlikte ilginç örnekler bulunmaktadır. Özetle, ayrımcılık ögesi (ırk, din, cinsiyet) yahut suç unsuru (hakaret dahil) teşkil edebilecek tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilebilir.

2.4. Teknik Fonksiyonun Zorunlu Kıldığı Görünümlerin Tasarım Tesciline Konu Edilmesi

Ürünün teknik fonksiyonun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri içermesi tasarım teciline engel bir durum değildir, yalnızca veya asli olarak zorunlu fonksiyon görünümünden ibaret olan başvurular (Madde 77/1-a göndermesi ile m. 58/4-b) reddedilir. Burada temel kriter, tasarım konusu ürüne, tasarımcı tarafından ne gibi bir katkı sunulduğunun araştırılmasıdır.

2.5. Zorunlu Biçim ve Boyutlarda Üretilmek Zorunluluğu Olan Tasarımlar

Tasarımın başka bir ürüne mekanik olarak monte edilebilmek veya bağlanabilmek için ancak zorunlu biçim ve boyutlarda üretilmek zorunda olması (Madde 77/1-a göndermesi ile m. 58/4-c) halinde, bu türden başvurular Kurum tarafından “yenilik” incelemesinden geçebilirse, tescil edilir. Fakat itiraz üzerine “zorunluluk” unsuru Kurul tarafından değerlendirilebilir.

2.6. Paris Sözleşmesine Aykırı İşaretler ile Kamuyu İlgilendiren İşaretler İçeren Tasarımlar

Tasarım; Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında belirtilen işaretlerin, armaların, amblemlerin, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımı (Madde 77/1-a göndermesi ile m.58/4-ç) sonucunu hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Aynı zamanda Paris Sözleşmesi kapsamında olmasa da kamuya mal olmuş dini, kültürel ve tarihi işaret ve simgeleri içeren tasarımlar da aynı yaptırıma tabiidir. Marka tescilinde olduğu gibi burada da bir asli – tali unsur ya da münhasırlık unsuru aranır. Tasarımcının bir değer katmadığı salt kamuya ait motifler içeren başvurular reddedilirken, tasarımcının özgün çalışmaları kabul edilebilir.

2.7. Yetkisiz Kişi Adına Tescil Edilen Tasarım Hükümsüzlüğü

Başvurunun Kanunda belirtilen korumadan yararlanacak kişiler kapsamına girmeyen gerçek veya tüzel kişilerce yapılması (m.64/6-c) halinde tescilin hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Burada kastedilen tasarımcının gerçek tasarımcı olup olmaması değil, tasarımcının Türkiye’de tescil başvurusu yapmaya yetkisi olup olmamasıdır. Bu da SMK madde 3’e göre belirlenir. Tasarımın gerçek hak sahipliğinin başkasında olduğu iddiası ayrı bir hükümsüzlük sebebidir.

2.8. Kötüniyetli ve Fikri Mülkiyet İhlali İçeren Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü

Başvurunun kötü niyetli olduğunun ve bir fikri veya sınai mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını oluşturduğunun ispat edilmesi (m.77/1-a) halinde tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebilir.

2.9. Tasarımın Gerçek Hak Sahibinin Hükümsüzlük İstemi

Tasarımın gerçek hak sahibinin başvuru yapan değil de bir başkası (yani davacı) olması halinde (m.77/1-b) tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Bunun için gerçek hak sahibinin sahipliğini ispat etmesi gerekir. Ayrıca tasarımın hak sahipliğinin ispatlanması halinde tasarımın hükümsüzlüğü yerine tescilli tasarımın kendisine devrini veya sicilde tasarımcı olarak gösterilmesini de isteyebilir (71/1).

2.10. Önceki Başvuru Sahibinin Hükümsüzlük Talebi

Tescilli bir tasarımdan önce; başvuru sahibinin tescil başvurusu yapılmış fakat çeşitli nedenlerle (itiraza uğradığı için olabilir, erteleme talebi olabilir) henüz tescil edilmemişse; diğer bir deyişle, tescile konu ettiği tasarımı; “sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarım” niteliğindeyse (m.77/1-c) sonraki tarihli tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilebilir.

3- Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davasında Taraflar

3.1. Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davasında Davalı ve İhbar Külfeti

Tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davası her durum ve koşulda tescilli tasarımın sicilde görünen tasarım sahibine karşı açılır (SMK 78/4). İnhisari lisans sahibi veya rehin alacaklısına karşı dava yöneltilemez; fakat sicilde görünen bu ve diğer hak sahiplerine davanın ihbar edilmesi gerekir. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu davada TPMK davalı olarak gösterilmez. Ona ihbar da yapılmaz.

3.2. Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davasında Davacı

Tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davasını kimlerin açabileceği sorusuna verilecek cevap biraz daha karmaşıktır. Temel kuraldan bahsetmek gerekirse; tescilli bir tasarımın hükümsüzlüğünü menfaati olan herkes talep edebilir (78/1). Odalar, meslek kuruluşları ve sair sektör aktörleri buna dahildir. Burada belirtmek gerekir ki her davada olduğu gibi bu davada da hukuki yarar bir dava şartıdır. İlgili oda veya meslek kuruluşu tarafından açılacak davada, davacının hukuki yararını ortaya koyması gerekecektir.

Menfaati olan herkesin dava açabileceğine yönelik temel kuraldan ayrışan iki nokta vardır:

  1. SMK 77/1-c bendi uyarınca önceki başvuru sahibi sonraki tescil sahibine karşı dava açacaksa, bu davada davacı sıfatı sadece önceki başvuru sahibine ait olabilir.
  2. SMK 77/1-b bendi uyarınca gerçek hak sahipliği iddiası ile açılacak davalarda ise sadece gerçek hak sahibi davacı sıfatına sahip olabilir.

4- Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğü Davası Açma Süresi

Bilindiği üzere marka başvurudan itibaren on yıl, tasarımlar ise beş yıl korunur. Markada hükümsüzlük davası açmak için beş yıllık bir hak düşürücü süre mevcut ise de benzeri bir süre tasarım hükümsüzlüğü davalarında mevcut değildir. Aksine tereddüte yer vermemek için bu davanın “koruma süresi” boyunca her zaman açılabileceği ve hatta koruma süresi bittikten sonraki beş yıl içinde dahi açılabileceği düzenlenmiştir. (SMK 78/3)

5- Tasarım Tescilinin Hükümsüzlüğüne Karar Verilmesi ve Kararın Etkileri

Markanın hükümsüzlüğünde olduğu gibi tasarımın hükümsüzlüğü halinde de tasarım sicilden silinir ve hiç tescil edilmemiş gibi sonuç doğar (79/1). Tasarım tescilinin hükümsüzlüğü kararının uygulanması, sicilden silinmesi ve sonuçlarını doğurması için kararın kesinleşmesi gerekir (79/4). Lisans alanın hükümsüzlük nedeniyle uğradığı zararın tazmini davasında da dava süresi kesinleşme ile başlar(76/2).

Sonuç Olarak

Tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davası uygulamada genellikle tasarım hakkına tecavüz nedeniyle açılan men, ref ve/veya tazminat davalarına karşı dava olarak açılması gündeme gelen davalardır. Uygulamada ilgili melek kuruluşlarının veya istisnai haller (işçi-işveren ya da ortaklar arası anlaşmazlık gibi) ayrı kalmak üzere gerçek hak sahiplerinin bu davaları kendiliğinden açtıkları pek görülmez. Fakat özellikle gerçek tasarımcı konumunda olan işçi – işveren arasında ya da ortak – şirket arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklarda tasarım tescilinin hükümsüzlüğü davası değerlendirilmesi gereken bir davadır.

Daha fazla bilgi, tasarım tescili, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 20.09.2021

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.