Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı Savunması İşletme Devri ile Hükümsüz Kalır Mı?

 

1- İşletme Devri ile İşletmeye Ait Tescilsiz Markanın Devredilmesi

Türk Ticaret Kanunu madde 49/2 düzenlemesi aynen şöyledir: “Bir işletmenin devri, aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça, unvanın da devri sonucunu doğurur. Devir hâlinde devralan, unvanı aynen kullanma hakkına sahiptir.” Yine Türk Ticaret Kanunu madde 11/3 düzenlemesi şöyledir: “… Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur.”

Türk Ticaret Kanunu madde 11/3 ve 49/2 düzenlemeleri gereği işletme devir sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadığı sürece, işletmeye ait ticaret unvanı ile diğer fikri mülkiyet hakları devralana geçer. Devralan bu unvandan ve işletmeye ait diğer haklardan yararlanmaya aynen devam eder. Gerçek hak sahipliği ilkesine dayalı önceye dayalı kullanım ve unvanın markasal kullanım hakları da bütün olarak devralana geçer[1]. Güncel başka bir kararda[2] da açıkça ifade edildiği üzere işletme devri ile birlikte unvan üzerindeki "önceye dayalı kullanım hakkı" ve bu hakkı ileri sürerek marka tesciline engel olma hakkı devralana geçer. Kararda aynen şu ifadelere yer verilmiştir: “…işletme devri nedeniyle dava konusu marka üzerindeki tüm hakkın davalıya geçmiş olduğu…”

2- İşletme Devralan Taraf Devraldığı İşletmenin Sessiz Kalma Yoluyla Kazandığı Müktesep Hakkı da Devralır

Devralınan işletmenin unvanı, bir başkasına ait tescilli markayı ve tescilli ticaret unvanını ihlal ediyorsa, devirden sonra gerçekleştirilecek ihlallerden elbette devralan sorumlu olacaktır. Önceki kullanımlar için müteselsil sorumluluk meselesi tartışılabilir ise de bu yazının konusu değildir.

Devralınan işletmenin sahip olduğu unvanın kullanımlarına; tescilli marka sahibi veya tescilli ticaret unvanı sahibi, uzun süre sessiz kaldığı için ihlalden bahisle dava hakkını yitirmişse, devralan da bu hak kaybını devralmış olur. Diğer bir deyişle, devredilen işletmenin üzerinde doğan müktesep hak, yani o işletmeye karşı açılamayacak marka ihlali davası, gerçek kişiler arası devir yoluyla işletmenin sahibi değişmiş olsa da kazanılan müktesep hak ortadan kalkmış sayılamaz. Yargıtay da konuyla ilgili güncel bir kararında, yerel mahkemece verilen aksi yöndeki kararı kaldırarak “işletmeyi devralanın, işletmenin müktesep haklarını da devralmış olacağı” gerekçesiyle marka ihlalindan kaynaklı tazminat davasının reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.12.2019 tarihli, 2019/997 E. - 2019/8109 K. sayılı kararında: “…(Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 31/12/2018 tarih ve 2018/765 E- 2018/2180 K. sayılı kararında) yerel mahkemece … ‘davacının "itimat" ibaresini 1993, davalının ise 1998 yılından beri kullandıkları, davacının uzun süre sessiz kalması nedeni ile ...'a karşı markaya tecavüz iddiasının kabul edilemeyeceği, davalı ...'ın işletmeyi devraldıktan sonra itimat ibaresini kullanmaya devam ettiği, İbrahim açısından geçerli olan sessiz kalma yolu ile hak kaybı ilkesinin artık İhsan için uygulanamayacağı’ şeklinde karar verilmiş ise de … mevcut durum itibariyle davalılar arasında ticari işletme devri yapıldığı, davalılardan İhsan'ın ayrı bir işletme açarak faaliyete başlamadığı ve bunun sonucu olarak davalılardan İbrahim yönünden oluşan sessiz kalma şartlarının davalı ... yönünden de geçerli olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalılar ... ve ... hakkında açılan davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.” (ONANMASINA)

Sonuç Olarak

İşletme devralan, bu işletmeye ait ticari unvanı ve fikri mülkiyet haklarını da devralır. Devir sözleşmesinde aksi yazılmamışsa, devralan işletmeye ait unvanın sahip olduğu unvan ile birlikte o unvanın gerçek hak sahipliğinden kaynaklanan kazanımlarını da devralmış olur. Gerçek hak sahipliğinin yanında, müktesep haklarını da devraldığı Yargıtay tarafından da kabul edilmektedir. İşletme devri, yeni bir işletme açılışı anlamına gelmez. İşletmenin farklı bir gerçek kişi tarafından devam ettirilmesi, müktesep haklarının son bulduğu anlamına gelmez. İşletmenin kullanımlarına yıllarca sessiz kalınmış ve o işletmenin markasal kullanımlarına artık marka ihlali kaynaklı dava açılamayacaksa, devralan kişiye karşı da bu davalar açılamaz.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 11.04.2022

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.06.2014 tarihli, 2014/4678 E. - 2014/11657 K. sayılı kararında: “… davacı şirketin davalıdan devraldığı ticari işletme sebebiyle, tescilsiz markanın kullanılmasından doğan önceye dayalı kullanım hakkına sahip olduğu, bu hakkına dayanarak davalı adına tescilli markaların “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından KHK'nın m. 8/3 hükmüne göre hükümsüz kılınmasını talep edebileceği…”

[2] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.05.2019 tarihli, 2018/2333 E.  - 2019/3709 K. sayılı kararı.

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.