Markalar Arasında Görsel ve Kavramsal Benzerlik Bulunmaması Halinde İşitsel Benzerliğin Etkisi

 

1- Markalar Arasında Benzerlik İncelemesi

Marka tescil başvurusuna konu edilen bir işaret ile daha önceki bir tarihte başvurusu veya tescili gerçekleştirilmiş bir marka arasında gerçekleştirilecek karıştırılma ihtimali incelemesinde, işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olup olmadığı üzerinde durulmaktadır. Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.10.2022 tarihli, 2020/651 E. - 2022/1218 K. sayılı kararında da şöyle ifade edilmiştir: “İşaretler arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken işaretler arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin yanında esas olarak halk (tüketici) nezdinde bir bütün olarak uyandırdığı izlenim esas alınmalıdır.”

Yine bahis geçen kararda: “Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketicilerin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım veya bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.” ifadesine yer verilmiştir.

 

2- Görsel ve Kavramsal Benzerlik Yokken, İşitsel Benzerliğin Mevcut Olması Halinde

Karıştırılma ihtimali incelemesine konu edilen bazı markalarda, görsel ve kavramsal (anlamsal) benzerlik söz konusu değilken, okunuşları itibariyle (işitsel) benzerlikleri gündeme gelebilir. Okunuşları benzese dahi işaretlerin kavramsal ve görsel açıdan benzer olmadığı hallerde karıştırılma ihtimalinin nasıl sonuçlandırılması gerektiği belirsizliği neden olabilir. Konuyla ilgili bir Yargıtay kararının aşağıda incelenmesi faydalı olacaktır.

NUA – NOĞA Davası

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.01.2020 tarihli, 2019/1967 E. - 2020/276 K. sayılı kararı

Davacı vekili; müvekkilinin "NUA" ibareli tanınmış marka tescillerinin bulunduğunu, "NUA WELLNESS-SPA+Şekil", "NUA SHAP", "NUA WELLNESS-SPA", "NUA+Şekil" ve "NUANCE" ibareli bu markalarına rağmen, davalının kötüniyetli olarak 2013/48788 sayılı "NOĞA" ibareli markayı tescil ettirdiğini, davalının "NOĞA" markasının, davacının "NUA" markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, dava konusu markanın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalıya ait 2013/48788 sayılı "NOĞA" ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; "NOĞA" ibaresinin Doğu Karadenizde yaşayanların konuştuğu laz dilinde "çarşı", "NUA" sözcüğünün ise latince olup, "çıplaklık" anlamına geldiğini, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacı tarafın kurum nezdinde de marka tescil başvurusuna itiraz ettiğini, ancak itirazın kurum tarafından reddedildiğini, davacının bu red kararına karşı dava açmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; NUA ve NOĞA markaları arasında basit, yoğun olmayan ortak seslerin bulunduğu ancak bu ortak seslerin benzerlik derecesinde olmadığı, taraf markaları arasında bir aynıyetin ve benzerliğin bulunmadığı, dolaylı iltibasın daha çok tanınmış markalarda söz konusu olduğu, oysa davacı markasının tanınmış marka olmadığı, tüketicinin taraf işletmeleri arasında bir ilişki kurabilmesinin mümkün görülmediği ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, "NUA" markası ile davalının başvuru markası "NOĞA+Şekil" unsurlu markaların arasında benzerlik incelemesi yapılırken markaya konu ibare ve şeklin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, her iki markaya konu ibarelerin ortalama tüketici kitlesini teşkil eden halk arasında doğrudan bilinebilir anlamı olmadığı, markalar arasında kavramsal benzerlik bulunmadığı, görsel açıdan da markalar arasında benzerlik bulunmadığı, markalar arasında işitsel benzerlik bulunmasının tek başına markanın karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı göz önüne alındığında ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir. (ONANMASINA)

 

Sonuç Olarak

Karıştırılma ihtimali incelemesine konu edilen markalar arasında görsel ve kavramsal benzerlik mevcut değilse, okunuşları itibariyle kulakta bıraktıkları izlenimin benzer olduğu sonucuna varılsa dahi, işaretlerin karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kabul edilebilecektir. Yukarıda sunulan kararda da ifade edildiği üzere tek başına işitsel benzerlik, işaretlerin karıştırılma ihtimali kapsamında değerlendirilmesine yetmeyecektir. Bu halde işitsel benzerliğin görsel benzerlikle desteklenmesi gerektiği sonucuna varılabilecektir.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 27.01.2024 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.