Marka Lisans - Franchise Sözleşmesinin Lisans Veren Tarafından Haklı Nedenle Feshi Sebepleri

 

1- Marka Lisans Sözleşmesinin Lisans Veren Tarafından Haklı Nedenle Feshi

Marka lisans sözleşmelerinin lisans veren tarafı genellikle ekonomik olarak kuvvetli, kurumsal gelişmişlik seviyesi ve beklentisi yüksek bir şirkettir. Diğer taraf ise lisans verene kıyasla ekonomik bağlamda daha az gelişmiş ve operasyonel kabiliyeti daha zayıftır. Bu nedenle zaman zaman lisans verenin beklentileri karşılanamaz ve sözleşmenin haklı nedenle feshi gündeme gelir. Bu durumda hangi hallerin haklı neden teşkil edeceği ve feshin hangi biçimde yapılması gerektiği değerli bir sorun haline gelir. Kural olarak lisans alan tarafın bir davranışının fesih için haklı sebep teşkil edip etmeyeceğinin test edilmesinde kullanılacak ölçüt; “sözleşmenin devamının çekilmez hale” gelip gelmediği, “güven ilişkini ortadan kaldırır nitelikte ağır bir ihlalin” var olup olmadığıdır.

2- Lisans Sözleşmesinin Haklı Nedenle Feshi Sebepleri

2.1. Lisans Alanın Ortaklık Yapısının İzinsiz Değiştirilmesi

Lisans sözleşmesi, sözleşme serbestisinin yüksek seviyede hissedildiği bir alandır. Bu tip sözleşmelerde, başkaca çok bilinen sözleşmelerde görülmeyen ve geçerliliği endişe uyandıran hükümler görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmede lisans alanın şirket ortaklarını değiştirmesi yasaklanmamış veya izne bağlanmamışsa, şirket ortaklık yapısının değiştirilmesi haklı sebep yaratmaz. Fakat Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.05.2019 tarihli, 2017/60 E. - 2019/579 K. sayılı ilamında da benimsendiği üzere sözleşmede “franchise verenin onayı olmaksızın şirket hissesinin devir yasağı” düzenlenmişse bu düzenleme geçerli olup tarafları bağlar. Zira franchise alanın, franchise verene karşı onun menfaatlerini koruma, sırlarını saklama, gerektiğinde hesap verme gibi güven ve sadakate dayanan yükümlülükleri vardır.

“.. davalı şirketin ortaklık yapısı 21.02.2011 tarihinde tekrar tamamen değişmiş, ancak bu sefer franchise veren davacı şirketin muvafakati alınmadan pay devir işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bunun üzerine davacı şirket tarafından ortaklık yapısının eski hâline getirilmesi için sözleşmenin 16.3 maddesi gereğince telafi ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu hâliyle franchise sözleşmesinin 15.2 maddesi gereğince franchise alan şirketin ortaklık yapısının franchise verenin muvafakati olmadan değişmesinin sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğunun ve davacı şirkete dava konusu franchise sözleşmesinin davalı şirketin her yeni ortağına bildirimi gibi bir zorunluluğun yüklenemeyeceğinin kabulü gerekir.”

2.2. Lisans Bedeli ve Ürün Bedellerinin Ödenmemesi

Lisans bedellerinin vadesinde ödenmemesi lisans verene sözleşmenin haklı sebeple feshi imkanı verir[1]. Ödemelerin vadesi net bir biçimde belirli ise temerrüt ihtarına (mehil vermeye) gerek yoktur. Fakat ödemelerin vadesi belli değilse fesih ihtarı öncesinde mehil verilmesi gerekir. Burada belirtmek gerekir ki sözleşmede aksine düzenleme yoksa fiili uygulamalar sözleşmede belirtilen vadeleri değiştirmişse, fiili uygulama esas alınmalıdır[2].

2.3. Lisans Alanın Sözleşmeye Aykırı Olarak Belirlenen Fiyatların Dışında Ürün Satması

Yargıtay kararına[3] konu olayda lisans veren sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini iddia ederek bir fesih ihtarnamesi göndermiş, lisans alan tarafından feshin geçersizliğinin tespiti talepli dava açılmıştır. Yerel mahkemece kabul edildiği üzere, lisans alan, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle lisans veren tarafından belirlenmiş tek tip fiyat ürünleri satmak zorundadır. Lisans alanın uyguladığı fiyatın lisans verenin belirlediği fiyattan az veya çok olması halinde sözleşmeye aykırı davranış gerçekleşmiş olup, lisans alan kendisini franchise sistemi dışında tutarak farklı bir işletim (muhasebe takip) sistemi ve alo paket servis numarası kullandığı, bu hususların da lisans sözleşmesi hükümlerine aykırılık taşıdığı kabul edilmelidir. Bu nedenlerle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edilmiştir. Yargıtay kararı onamıştır.

2.4. Lisans Alanın Sözleşmeye Uygun Üretim Yapmaması ve Kusurlu Ürünler

Yargıtay kararına[4] konu olayda lisans veren sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek zararının tazmini ve markanın kullanılmasının engellenmesi için dava açmıştır. Yargıtay lisans alanın lisans sözleşmesine aykırı davrandığı, sözleşmeye göre yapması gereken lisans ödemelerini kısmen yapmadığı, ayrıca lisans alan davalının, davacıya numune göndererek onay alması gerekirken, numune göndermeden ve üretim onayı almadan üretim ve dağıtım yaptığı, bazı model pantolonların paçalarında kalite problemi görüldüğü, kravatlarda kumaşın niteliğinin belirtilmediği, bazı ürün etiketlerinde kumaş üretim ve içerik bilgilerinin yer almadığı, dolayısıyla davalının lisans sözleşmesine aykırı hareket ettiği gerekçeleriyle gerçekleştirilen feshin haklı fesih olduğunu kabul etmiştir.

2.5. Ürün Satış Raporlarının Lisans Verene Gönderilmemesi

Yargıtay kararına[5] konu olayda lisans veren sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek zararının tazmini için dava açmıştır. Somut olayda lisans sözleşmesine göre lisans bedeli yapılacak satış miktarı üzerinden hesaplanacak olup belli periyotlar ile satış miktarını gösterir raporların lisans verene gönderilmesi zorunludur. Fakat lisans alan bu raporları lisans verene göndermemiş ve dolayısıyla lisans bedeli ödemesi de yapmamıştır. Yargıtay söz konusu fesih sebebinin haklı gerekçe teşkil ettiğini kabul etmiştir.

2.5. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Verilen Bireysel Muafiyetin veya Grup Muafiyetinin Son Bulması / Kaldırılması Nedeniyle Sözleşmenin Feshi

Yargıray kararına konu olayda[6] lisans veren sözleşmeyi “Rekabet Kurumu tarafından verilen grup muafiyetinin son bulduğu tarih itibariyle” sonlandıracağını lisans alana / bayiye bildirmiş, (feshi ihbar) bu tarih geldiğinde de sözleşmeyi feshetmiştir. Yargıtay feshin haklı sebebe dayandığını, davacı lisans alanın cezai şart ve kar kaybı talebinde bulunamayacağını kabul etmiştir.

2.6. Teminat Mektubunun Teslim Edilmemesi

Yargıtay bir kararında[7] davalının marka kullanım bedellerini ödememesi, ön görülen teminat mektubunu vermemesi eylemlerinin sözleşme uyarınca davacı yana tek taraflı haklı fesih sebebi yarattığı, davacı marka kullandıranın (lisans verenin) sözleşmenin feshine kadar devam eden dönem için işlemiş marka kullanma bedeli (royalty) alacaklarını talep edebileceğini kabul etmiştir.

3- Sözleşmenin Feshinden Önce Süre Verilmesi Zorunluluğu

Sözleşmeye aykırı davranan tarafa, bu aykırılığın giderilmesi için süre verilmesi, bu süre içerisinde aykırılığın ortadan kaldırılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmesi gereklidir. Aksi takdirde, doğrudan, sözleşmeye aykırı davranan tarafı temerrüde düşürmeden sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edilmesi halinde, lisans alan tarafından açılacak feshin geçersizliğinin tespiti davasında bu yönde hüküm kurulabileceği gibi lisans veren tarafından açılacak olası tazminat istemleri de fesih haksız olduğundan reddedilebilecektir[8]. Sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için süre verilmesi anlamsız / sonuçsuz kalacak cinsten ise süre verilmesi gerekmez[9]. Verilecek süre sözleşmede belirlenmişse bu süreye riayet edilmelidir[10]. Sözleşmede düzenleme mevcut değil ise bu süre aykırılığın giderilmesine uygun bir süre olmalıdır.

Sonuç Olarak

Marka lisans sözleşmesinin hukuki niteliği şu yazımızda tartışılmıştı. Bu bölümde lisans veren tarafından lisans sözleşmesinin feshi sebepleri ve feshin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği örnek Yargıtay kararları ile açıklanmaya çalışılmıştır. Lisans veren marka sahibinin hangi hallerde sözleşmeyi feshedebileceği, hangi hallerin haklı neden teşkil edeceği sözleşmede örnekseme yoluyla sayılabilir. Bu durumda bu örnekler tarafları bağlar. Fakat uygulamada bu yolun pek az senaryo bakımından kullanıldığı görülmektedir. Yine fesih ihtarnamesinden önce sözleşmeye aykırılığın ortadan kaldırılması için karşı tarafa uygun bir mehil (süre) verilip verilmeyeceği, verilecekse ne kadar olacağı gibi hususlar da sözleşmede yer alabilir. Yer verilmemişse TBK genel hükümleri uygulanmalı ve bu sürede aykırılık ortadan kaldırılmazsa sözleşmeyi haklı nedenle fesih yoluna gidilmelidir.

Daha fazla bilgi, marka davaları, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 18.11.2021

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 01.03.2018 tarihli, 2016/7907 E. - 2018/1598 K. sayılı kararı

[2] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.05.2019 tarihli, 2017/60 E. - 2019/579 K. sayılı kararı

[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2014 tarihli, 2014/9988 E. - 2015/638 K. sayılı kararı

[4] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin  08.04.2014 tarihli, 2012/18018 E. - 2014/6893 K. sayılı kararı

[5] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2014 tarihli, 2012/11060 E. - 2014/2385 K. sayılı kararı

[6] Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2013 tarihli, 2013/11689 E. - 2013/16513 K. sayılı kararı

[7] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.04.2014 tarihli, 2014/4762 E. - 2014/7899 K. sayılı kararı

[8] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.05.2014 tarihli, 2014/3347 E. - 2014/9722 K. sayılı kararında: “davalının süresinde teslim edilmediği savunması varsa da davacıya bu konuda bir ihtar göndermediği, fesih yetkisini kullanabilmek için süre tanımadığı..”

[9] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2014 tarihli, 2014/1898 E. - 2014/10526 K. sayılı kararında: “…fesih nedeni olarak ileri sürülen ihlallerin tek tek değerlendirilmesi ve 818 sayılı BK'nın 106 ve 107. maddeleri kapsamında ihtarın sonuçsuz kalıp kalmayacağının değerlendirilmesi gerekirken..”

[10] “..feshin 30 günlük süre verilmediğinden usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle mahkemece geçersizliğine...”

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.