Marka Hukukunda Müktesep Hakkın Sınırları ve Seri Marka Yaratma Hakkının Kapsamı

 

1- Marka Hukukunda Müktesep Hak Kavramı

Yargıtay’ın emsal 19.09.2008 tarihli ve 2007/7547 E. - 2008/10251 K. sayılı ilamı ile ifade edildiği üzere, marka başvuru sahibinin önceki tarihli markaları, yeni başvurusu bakımından usuli kazanılmış hak yaratmaktadır. Zira önceki tarihli markaları ile seri marka yaratma hakkına sahip olan başvurucunun, önceki marka başvurularına uzun süre itiraz edilmemiş ve sessiz kalınmışsa, yeni başvurularına da itiraz edilemez. Önceki tarihli tescilli markalardan doğan usuli kazanılmış hak yeni markalarına da sirayet eder. Bunun için aşağıda detaylıca anlatılan şartların bir arada bulunması halinde, yeni tarihli markanın eski tarihli markaya dayanarak tescili mümkün olup, yeni tarihli markaya itiraz edilmesi halinde usuli kazanılış haktan bahisle itirazın hükümden düşürülmesi mümkündür.

2- Marka Hukukunda Müktesep Hak Kavramının Sınırları

Yeni tarihli marka başvurusu sahibinin usuli kazanılmış haktan söz edebilmesi ve seri marka yaratma hakkından söz edebilmesi için şu şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar Yargıtay uygulamaları ile oluşturulmuş çeşitli kararların derlenmesi ile ortaya çıkmıştır:

i. Hak kazanıldığı iddia edilen marka uzun süredir tescilli olmalı ve ciddi biçimde kullanılıyor olmalıdır, (Ciddi kullanım ispatı usuli hak kazandığını iddia eden üzerindedir)

ii. Tescilli / asıl markanın asli unsuru; markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim yeni marka başvurusunda korunuyor olmalıdır,

iii. Önceki markanın (markaların) tescil kapsamında kalan mal ve hizmetler kapsamında bir başvuru yapılıyor olmalıdır,

iv. Yeni başvurunun tüketicilere yenilenmiş bir marka imajı ile sunuluyor olmalı (stilizasyon veya tali unsur eklentileri gibi) ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerin de işletmesel köken olarak önceki ürünlerle bağlantılı olduğu mesajını vermelidir.

v. Oluşturulan yeni markalarda önceki markada yer alan asli unsurun aynen muhafaza edilmesi mutlak şarttır[1]. Fakat marka sahibinin bu markaya yeni asli veya tali unsur ekleyerek seri marka oluşturması hakkı elbette mevcuttur.

vi. Son olarak seri marka yaratımında, yeni başvuruda başkalarının tescilli markalarına yanaşılmaması onların asli ve ayırt edici unsurlarının kullanılmaması gerekir.

vii. Menfi bir şart olarak, önceki marka başvurusuna uzun süre sessiz kalınması suretiyle marka sahibine hak kazandırılması gerektiği de tabiidir. Bu sürenin ne kadar olduğu kararlarda ifade edilmemekle birlikte SMK madde 25/6 gereği en az beş sene olması gerektiği açıktır.

3- Marka Hukukunda Usuli Kazanılmış Haktan Hangi Hallerde Yararlanılamayacağına Dair Yargıtay’ın Örnek Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2019 tarihli ve 2018/1995 E. ve 2019/3809 K. sayılı ilamında; “yeni marka başvurusunun önceki markasından farklı bazı harf unsurlarını içermesi nedeniyle başvuru konusu ibare üzerinde kazanılmış haktan söz edilemeceği .. (ve) .. “marka başvurusunun davalı adına tescilli “P....” markasına yanaşma niteliğinde olması ve her iki marka arasında aynı ve benzer ürünler yönünden KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu” gerekçesiyle yeni başvurunun kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.05.2021 tarihli ve 2020/6260 E. - 2021/4504 K. sayılı kararında davacıya ait tescilli 2014/49580 sayılı “WOK TO GO NOODLES” ve 2015/9841 sayılı “ITALIAN TO GO” markalarının bulunuyor olmasına rağmen “SUSHİ TO GO” markası için yaptığı başvuru 2015/30241 sayılı "PİZZA 2 GO" markasının sahibi tarafından yaptığı itirazlar nedeniyle reddedilmiştir. Yerel mahkeme usuli kazanılmış hak ve seri marka yaratma hakkı iddialarını dikkate almamış, karar Yargıtay tarafından onanmıştır. Kararda asli unsur “to go” ibaresi olarak belirlenmiş olmasına rağmen usuli kazanılmış hak iddiasının dikkate alınmamasının temel gerekçesinin “uzun süre sessiz kalma” şartının yerine getirilmemesi olduğunu değerlendiriyoruz.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.05.2021 tarihli ve 2020/5935 E. - 2021/4501 K. sayılı kararı:

Davacı vekili, davacının “TAÇ” esas unsurlu tanınmış markaları bulunduğunu, davalının davacı markalarıyla iltibas yaratacak şekilde çok benzer “TAÇ PREMIUM+şekil” markasını 07,08,11,21 ve 35.sınıf emtialarda kullanılmak üzere 2014/58846 sayı ile tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itiraz üzerine başvurudan 11. ve 21. sınıflar dahil bir kısım ve 35 sınıfta dahil hizmetlerin tümünün çıkarıldığını ancak diğer mallar için markanın tescil edildiğini, oysaki başvurunun davacının "TAÇ" ibareli markalarından kaynaklanan kâdim kullanma, tescilli markalardan faydalanma ve tanınmışlığından faydalanma haklarına açıkça aykırılık ve tecavüz teşkil edeceğini, davalının davaya konu marka ile emtia sınıfını genişlettiği gerekçesiyle kazanılmış haktan faydalanamayacağını ileri sürerek davalı adına 2014/58846 sayı ile tescilli “TAÇ PREMIUM+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, taraf markaların aynı emtiaları içermediğini, iltibasın söz konusu olmadığını, davacı tarafın tekstil sektöründe davalının ise züccaciye ve mutfak eşyaları sektöründe bilinir olduğunu, davacının marka tescillerinin tekstil sektöründe kullanılan emtiaları kapsadığını, davaya konu markanın ise 07,08,11 ve 21.sınıfta yer alan emtiaları içerdiğini, davalının önceki marka tescilleri nedeniyle “TAÇ” ibaresi üzerinde müktesep hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı tarafa ait markaların daha önceden beri 8 ve 21.sınıflarda 7 ve 11.sınıflarda tescilli olup, söz konusu davalı tarafın kendi tescilli hak kapsamında seri marka yaratma hakkı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğu, davalının 2014/58846 sayılı “TAÇ PREMİUM” markasını TAÇ ibaresinin yazım stili ve üzerinde bulunduğu dalga şeklini, davacının tescilli tanınmış “TAÇ” ibareli markalarına yakınlaştırdığı, markalar farklı emtia grubunda tescilli ise de benzeştirmek suretiyle, tanınmış marka imajından haksız yararlanma amacı taşıdığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2014/58846 sayılı “TAÇ PREMİUM+şekil” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir. (Onanmasına)

Sonuç Olarak

Bir marka tescil sahibinin, bu markasına duyduğu güvenle, aynı mal ve hizmet sınıflarında, aynı asli unsurla yeni bir marka tescil ettirmesi, bu kapsamda imajını güncellemesi, tazelemesi, yenilemesi her zaman mümkündür. Marka sahibi burada olası itirazlara karşı usuli kazanılmış hak / müktesep hak kazandığından bahisle karşı koyma imkanına sahiptir. Zira artık onun üzerinde münhasır hak ve yetki elde ettiği bir markası mevcuttur. Bu marka uzun zamandır tescillidir, kullanılmaktadır ve yeni markaya itiraz eden tarafça önceki markaya herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Böylelikle yeni başvuruda ileri sürülebilecek bir usuli kazanılmış hak doğmuştur. Yeni markanın önceki marka ile ilişkisi ve itiraz eden markası ile ilişkisi değerlendirilerek, yakınlaştırmanın olup olmadığı, seri marka yaratımı kapsamında olup olmadığı, asli unsurun korunması gibi yukarıda sayılan şartlar değerlendirilerek yeni başvuru sahibinin usuli kazanılmış hakkının kapsamı tespit edilecektir.

Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 05.10.2021

 

[1] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2019 tarihli, 2018/1995 E. ve 2019/3809 K. sayılı ilamı

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.