Ayırt Ediciliği Olmayan Şekil Markaları: Sadece Motor Simgesinin Tescil Edilemeyeceği

 

1- Ayırt Ediciliği Olmayan Markaların Tescil Başvurusu

Sınai Mülkiyet Kanunu madde 4 gereğince, marka olarak tescil edilebilecek işaretlerin taşıması gereken şartların başında, işaretin “bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması” şartı gelir. Diğer bir deyişle, bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için ayırt edici niteliğe sahip olması gerekir. Aksi halde, tescil başvurusu, Sınai Mülkiyet Kanunu madde 5/1-b hükmünde yer alan “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler” kapsamında değerlendirilebilecek olup başvuru reddedilir. Belirtmek gerekir ki tescili istenen işaretin ayırt ediciliğe sahip olup olmadığı ilgili sınıf kapsamında değerlendirilir. Konuyla ilgili bir Yargıtay kararının incelenmesi bu konuda fikir verebilir.

2- Sadece Motor Görselinden İbaret Şekil Markasının Motorlarla İlgili Sınıfta Tescil Edilemeyeceği Hakkında Yargıtay Kararı

 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.04.2021 tarihli, 2020/2334 E. - 2021/3668 K. sayılı ilamı

Davanın Özeti ve Somut Olay:

Dava, 12. ve 16.sınıflarda, tescili istenen şekil markasına ilişkin 2016/66332 sayılı davacı başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesi uyarınca (ayırt edicilik) reddine dair TPMK YİDK’nın 09.10.2017 tarihli ve 2017/M-8494 sayılı kararının iptali istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili; müvekkili şirketin 2016/66332 başvuru numarası ile yaptığı şekil unsurlu marka tescil başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesi uyarınca reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın da YİDK tarafından reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, müvekkiline ait marka başvurusunun ayırt edici olan ve baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen bir işareti kapsadığını, müvekkilinin tescilini talep ettiği şekil markasının, piyasaya sunulduğu ilk günden itibaren marka olarak tescil edilebilecek şekilde ayırt edici olduğunu ve müvekkili için de ayırt edicilik fonksiyonunu gerçekleştirdiğini, davaya konu marka başvurusunda yer alan işaretin, müvekkili firma tarafından özel olarak tasarlanan kutu ambalajında kullanılan ve marka olarak tescil edilebilir desenin/logonun kendisi olduğunu, anılan şeklin, kompozisyon itibari ile hiçbir tüketiciye doğrudan bir malı çağrıştırmayacağını ve diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmelerini sağlayacak nitelikte bulunduğunu, bu şeklin, tüketiciler tarafından görüldüğü anda marka olarak algılanabilmesine herhangi bir engel bulunmadığını, müvekkilinin, huzurdaki itiraza konu markayı yıllardır kesintisiz ve ciddi kullanım sonucu tüketici nezdinde ayırt edici hale getirdiğini, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 7/son maddesi uyarınca tescilinin gerektiğini, müvekkili markasının menşe memleketi Almanya’nın yanı sıra birçok ülkede tescilli olduğunu, Paris Sözleşmesi’nin 4.mükerrer 6. maddesinin A/1 fıkrasına göre de başvurunun reddinin doğru olmadığını ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 09.10.2017 tarihli ve 2017/M-8494 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPMK vekili, dava konusu marka başvurusunun, 556 sayılı KHK’nın 5.maddesinde yer alan kriterleri sağlamadığını, bu nedenle aynı KHK'nın 7/1-a maddesi uyarınca başvurunun reddedildiğini, başvuruya konu şeklin ayırt ediciliğinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı:

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ... başvurusunda yer alan şeklin, 556 sayılı KHK'nın 5.maddesi anlamında ayırt edici niteliğe sahip olduğu, bu nedenle aynı KHK'nın 7/I-a maddesi hükmü gereğince marka başvurusunun reddedilemeyeceği, davaya konu YİDK kararının iptali koşulların oluştuğu, 556 Sayılı KHK'nın 7/2.maddesi çerçevesinde ek bir incelemeye gerek olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK'nın 09.10.2017 tarihli ve 2017/M-8494 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; başvuru konusu şeklin, davacının üretip satışa arz edeceği malları, başka bir işletmenin piyasaya süreceği ürünlerden ayırmaya elverişli olduğu ve 556 sayılı KHK'nın 7/1-a maddesi uyarınca marka başvurusunun reddinin yerinde bulunmadığı, başvuru konusu işaret ayırt edici nitelikte bulunduğundan mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere Paris Sözleşmesi'nin 4. mükerrer 6.maddesi uyarınca da başvurunun tescili gerektiği, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Yargıtay Kararı:

“…dava konusu işaret desen izlenimi veren motor aksamlarından ibaret resim olup motoru çağrıştırmakta, yani ilk bakışta motor imaji oluşturduğundan 12. sınıfta yer alan motor emtiası için marka olamayacağı gibi, görünüşü desen izlenimi verdiğinden, işaret ilgili toplum kesiminin ürün ve hizmetlerle işaret arasında markasal bir bağlantı kurmasını sağlayacak derecede ayırt edicilik de içermemektedir. Netice itibariyle, dava konusu şekil marka algısı oluşturacak işaretlerden değildir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmayıp, hükmün bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

Sonuç Olarak

Ayırt edici niteliği bulunmayan marka tescil başvuruları Kurum tarafından reddedilecektir. Sadece şekilden ibaret markaların içerdikleri görsel illüstrasyon; tescili istenen sınıflardaki mal veya hizmetlere ilişkinse, ilgili mal veya hizmetlerin görsel olarak ifade ettiği genel izlenimden ibaretse marka başvurusuna konu işaretin ayırt edici niteliğe sahip olmadığı söylenebilecektir. Seçilecek görselin ilgili sınıfta ayırt edici niteliğe sahip olup olmadığı konusu bu karar ışığında değerlendirilebilir.

Daha fazla bilgi, marka tescili ve marka danışmanlığı için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 23.09.2021

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.