Tescilli Tasarım Hakkına Tecavüz Suç Mudur? Haksız Rekabet Suçu Olarak Değerlendirilebilir Mi?

 

1- Tescilli Tasarım Hakkına Tecavüz Suçu

Bilindiği üzere Sınai Mülkiyet Kanunu’nda marka hakkına tecavüz sayılan eylemlerden bazıları, özellikle SMK 30/1 kapsamında markanın aynısının, taklidinin veya benzerinin kullanıldığı ürünlerin satılması ve sair birtakım ticari faaliyetler suç olarak düzenlenmiş durumdadır. Benzeri bir düzenlemenin tescilli tasarımlar bakımından da mevcut olması gerektiği düşünülebilir ise de bu yönde bir düzenleme yoktur. Diğer bir deyişle, Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca tescilli tasarımın aynısının veya taklidinin satılması, piyasa arz edilmesi ve sair ticari faaliyetler suç olarak düzenlenmemiştir. Bu eksiklik uygulamada çeşitli problemlere yol açmakta, tescilli tasarım hakkı sahiplerine yeterli korumanın bahşedilmemesi anlamına gelmektedir. Bu sebeplerle tescilli tasarım hakkına tecavüzün haksız rekabet suçları kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışması ciddi bir anlam kazanmaktadır.

2- Tescilli Tasarım Hakkına Tecavüz Haksız Rekabet Suçu Oluşturur Mu?

Türk Ticaret Kanunu madde 62/1-a hükmüne göre 55 inci maddede sayılan haksız rekabet sayılan eylemlerini işleyen kişilerin iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılabileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda tescilli tasarım hakkına tecavüzün TTK 55 inci maddede sayılan eylemlerden hangisine uygun düşeceğinin tespiti gerekir. İlgili düzenleme incelendiğinde 55/1-a/4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklinde düzenlenmiş bir eylem tipinin tescilli tasarım hakkına tecavüz eylemi örtüşmekte olduğu değerlendirilebilecektir.

Konuyla ilgili olarak Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilmiş çeşitli kararlar mevcuttur. Örneğin Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 09.07.2019 tarihli, 2019/4819 E. - 2019/7682 K. sayılı kararı bu anlamda değerlidir. Karar konu olayı özetlemek gerekirse;

i. Tescilli tasarım sahibi şirket, şüphelileri haksız rekabet suçu ve dolandırıcılık suçlarının işlendiğinden şikayet etmiş, şüphelilerin tescilli tasarımın aynısını üretip piyasa sunduklarını iddia etmiş ve bu iddiasını arama kararı ile tespit edilen deliller uyarınca da ispatlamıştır.

ii. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca “endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün suç olarak belirlenmediği, eylemin haksız rekabet suçunu oluşturmadığı ve şüpheli ...'ye yönelik dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Karara yönelik itiraz ilişkin Sulh Ceza Hakimliğinin değişik iş sayılı kararı ile reddedilmiştir. Ret kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 30/05/2018 gün ve 94660652-105-06-5837-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2018 gün ve 2018/48954 sayılı tebliğnamesi ile kanun yararına bozma istenmiştir.

iii. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kanun yararına bozma talebinde, tasarım hakkına tecavüzün suç olmadığı kabul edilmiş ise de “işyerlerinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen ürünlerde yaptırılan tespit neticesinde düzenlenen 27/07/2016 tarihli bilirkişi raporu ile orijinal ürünle neredeyse birebir aynı olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında … şüpheli ...'nin eyleminin edindiği bilgiyi izinsiz ve kendi yararına kullanmak kapsamında kalıp kalmadığı ve diğer şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde olup olmadığı saptandıktan sonra, şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” ifadelerine yer verilmiştir.

iv. Yargıtay dairesi ise; “Şüphelilerin, müştekiye ait “…” adlı tescilli faydalı modeli, numunesi üzerinden taklit şekilde üretip piyasaya sürdükleri şeklinde iddia edilen eylemlerinin TCK'nın 157/1 maddesinde düzenlenen suçu unsurları bulunmadığından oluşturmayacağı, ayrıca 6769 sayılı Sınai Haklar Kanunu ve iptal edilen 554 sayılı KHK göz önünde bulundurulduğunda faydalı model kapsamına giren taklit ürün satışının özel yasalarda da cezai olarak yaptırım altına alınmadığı, TTK 55 ve 62. maddesindeki haksız rekabet halleri ve cezai yaptırım maddelerinde de eyleme uyan suçun bulunmadığı nazara alındığında…” (Aynı yönde karar için bkz. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 17.11.2016 tarilhi, 2015/17707 E. - 2016/22561 K. sayılı kararı)

Yine Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 16.05.2016 tarihli, 2015/13872 E. - 2016/18000 K. sayılı kararında: “Öte yandan 554 sayılı KHK'ye göre suç oluşturmayan eylemin Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunun da bu noktada ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. … 554 sayılı KHK ile koruma altına alınan endüstriyel tasarımlar yönüyle sanığa atılı eylem haksız rekabet suçunu da oluşturmamaktadır.”

Görüldüğü üzere, tescilli tasarıma tecavüzün haksız rekabet suçu kapsamında değerlendirilmesi de mümkün görünmemektedir. Fakat burada bir parantez açarak, örneğin üretim amacıyla numune gönderilen veya tasarımın teknik üretim bilgileri paylaşılan tedarikçi firmanın bu bilgileri kötüye kullanması, gizlilik anlaşması olsa da olmasa da haksız rekabet suçu kapsamında değerlendirilebilecektir. Zira onunki yalnızca tescilli tasarıma tecavüz teşkil etmez. Aynı zamanda TTK 55/1-c bendi kapsamında “Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma” eylemi kapsamında değerlendirilebilir. Nitekim 15. Ceza Dairesi’nin 03.04.2017 tarihli, 2017/15524 E. - 2017/8553 K. sayılı kararında da aynı hususlarla kanun yararına bozma istenmiş, Daire tebliğnamedeki görüşleri kabul ederek takipsizlik kararını kaldırmıştır.

Sonuç Olarak

Tescilli tasarım hakkına tecavüz suçu olarak adlandırılabilecek bir suç Sınai Mülkiyet Kanununda düzenlenmemiştir. Uygulamada haksız rekabet suçu olarak değerlendirilebileceğine yönelik görüş ve fikirler mevcut ise de Yargıtay’ın güncel görüşüne göre tescilli tasarımın aynısının bir başka firma tarafından üretilmesi haksız rekabet suçu teşkil etmez. Ancak tasarım hakkını ihlal edenin hukuki (tazminat) sorumluluğu elbette mevcuttur. Tasarım hakkını ihlal edenin cezai anlamda bir sorumluluğu doğmayacak ise de mallara el konulması, imha edilmesi, malları üretime yarayan aletlere el konulması, bunların da imhası veya hakları ihlal edilene devri, maddi tazminat, manevi tazminat ve itibar tazminatı olmak üzere çeşitli miktarlarda parasal sorumluluklarla karşı karşıya kalacağı bilinmelidir.

Daha fazla bilgi, tasarım tescili ve tasarım ihlali davaları için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 05.11.2021

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.